Beklentileri boşa çıkarın; sınırlamaları uçurumdan aşağı itin ve sonlarını getirin. | TED | اقلب التوقعات رأسًا على عقب وارمِ القيود من أعلى جرف لتلقى حتفها. |
Kişisel olan, bir uçurumdan düşmenin aslında iyi bir şey olduğu, ve ben bunu tavsiye ediyorum. | TED | ان الصعيد الشخصي .. ربما يكون يتدلى من حافة جرف وهو شيء جيد بالمناسبة .. وانا انصح به |
Sonunuz da arabada olacak. uçurumdan düşüp yanacaksınız. | Open Subtitles | وهكذا سينتهي أمركما ستتدهوران من فوق جرف وتحترقان |
Suyun etrafında küçük bir uçurum var ve küçük bir kumsal var. | TED | ويحيط بالماء الموجود جرف صغير ويوجد شاطئ رملي أبيض اللون. |
Cadogan'ın cesedi ertesi gün bir uçurumun dibinde bulunmuş. | Open Subtitles | جثة كودوجان وجدت فى اليوم التالى فى مؤخرة جرف عالى |
Beni görürse kürekle yürüyüş yaptırır. | Open Subtitles | إذا رأتني فستجبرني على جرف ذلك الممر |
Ama o çiçek, sadece çok yüksek bir kayalığın ucunda yetişir. | Open Subtitles | ولكن هذه الزهرة فقط تنمو على حافة جرف عالى جدا |
Bir uçurumdan, gözüm kapalı aşağı atlamıyorum ki. | Open Subtitles | ليس الأمر كأني قفزت بصورة عمياء من على جرف |
Ve halıya sarıp uçurumdan aşağı yuvarlayacağız! | Open Subtitles | ثم نلفه في بساط،و نرميه من على جرف إلى قصف الأمواح في الأسفل |
Sanmıyorum ama ben aptalım. Bahar arasında uçurumdan atlıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد ، لكنني أبله أقفز من جرف في العطلة الربيعية |
Belki de kılıçla kıçımı silip uçurumdan atarım. | Open Subtitles | ربما سأمسح مؤخرتي به و بعد ذلك سأرميه من فوق جرف |
uçurumdan atlasan bile seni seve seve takip ederim. | Open Subtitles | أنت المحاربة سأرمي نفسي من جرف وراءكِ بكل سرور، ولكن يجب أن تعودي كما كنتِ |
Dalgıçlar okyanustan yüzlerce metre yükseklikteki uçurumdan aşağıya atlıyorlar. | Open Subtitles | يقوم الغواص بالقفز من جرف على بعد مئات الأقدم فوق المحيط |
Öyleyse Abby'nin ölümü hızlı ve kişiseldi-- uçurumdan aşağı. | Open Subtitles | حسنا,وفاة آبي كانت سريعة و غير شخصية.رماها من فوق جرف |
Eğer bunu yapmazsak, eğer ortada kolay yanıtlar olduğunu varsayarsak, herkesi uçurum kenarına sürüklüyoruz demektir. | TED | إذا لم نفعل ذلك، إذا تظاهرنا أن هناك أجوبة بسيطة فقط، فنحن نقود الجميع نحو حافة جرف شديد الانحدار. |
Evrendeki en yaşlı gezegen. Saf elmastan yapılmış bir uçurum vardır, ve efsaneye göre, yamaçta bir yazı yazar. | Open Subtitles | أقدم الكواكب في المجرة هنالك جرف من الألماس الخالص |
Burası sıradan bir uçurum yamacı gibi görünebilir ama aslında devasa büyüklükteki bir plakanın başlangıcıdır. | Open Subtitles | .يبدو هذا وكأنه حافة جرف عادي الحقيقة أنه بداية لكتلة هائلة من الصخر |
-Ya da onu bir uçurumun kenarından tutar.. her şeyi anlatana kadar baş aşağı sarkıtırız. | Open Subtitles | سنحمله مِنْ قدميه ببساطة نعلّقه فوق جرف فيخبرنا بكلّ ما يعرفه |
Maden cevherini kürekle el arabasına doldurduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | - - أتذكر جرف الخام إلى العربة |
İsviçre'deki bu kayalığın yüzeyinde bir seri dev oyuk ve kanal yapılmış. | Open Subtitles | هذه واجه جرف في سويسرا منحوتة بــسلسلة من الحفر والأخاديد الضخمة |
Ayı Kayası Tepesi'ni bilmiyordu. | Open Subtitles | لا ، لا هي لم تعرف بشأن جرف الدب |
Ona geçen ay uçuruma yuvarlanan rahibe dolu otobüsten bahsetmeliydim. | Open Subtitles | اللعنة، كان عليّ إخباره بحافلة الراهبات تلك التي سقطت من على جرف الشهر المنصرم |
Giyotin Uçurumu'nda bir gemi enkazındalar. | Open Subtitles | داخل حطام سفينة على جرف المقصلة |
Kendini bir kayalıktan attın, seni ayyaş, soysuz tüberküloz. | Open Subtitles | لقد قدت سيارتك نحو جرف أيّها السكير المُدخن المنحط. |
Genç bir çapkın kazara sahile sürüklendi diye 2 yıllık operasyon heba oldu şimdi de...bir katil oldun. | Open Subtitles | عمليّة حُضّر لها طيلة عامين أُفسدت لأنّ التيار جرف زير نساء شاب إلينا. والآن ها أنتذا أضحيت قاتلًا. |