Yaptırdığın tıbbi testlerde Rambaldi'nin bahsettiği üç fiziksel özelliğin sende olduğu çıktı. | Open Subtitles | الاختبارات الطبيه التى أجريتها كانت للبحث عن ثلاثة عيوب جسديه حددها رمبالدى |
Güç falan değiller, düzelteceğimiz saldırgan derecede anormal fiziksel şartlar. Kapatır mısın şunu? | Open Subtitles | إنها ليست قوى, إنها حالات جسديه غريبه سوف نصلحها, هل تستطيع إغلاق هذا؟ |
Bizimki fiziksel değil. | Open Subtitles | أو إيجاد أخرى. علاقتنا نجحت لأنها ليست جسديه |
fiziksel çekim olmasın diye her önlemi aldım! | Open Subtitles | لقد اتخذت أحتياطى بأن لا تكون هناك أى جاذبيه جسديه |
Çabuk ve basit fiziksel doyumdan çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | تحكم بنفسك يا الهي يا رجل هناك أمر أهم بكثير من إشباع رغبات جسديه ماديه تافه |
Sadece olayın sonucundaki fiziksel değişim hariç. | Open Subtitles | ماعدا أن لا أحد منهم واجهَ أيّ تغييرات جسديه كنتيجة للإختطاف |
Keza beni endişelendiren bazı fiziksel belirtiler gösteriyor. | Open Subtitles | إنه كذلك تلقى أعراضاً جسديه أثارت لي القلق |
Ve sadece fiziksel olduğundan işi romantikleştirmeye gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | وبما انها علاقه جسديه لا يجب علينا ان نقلق عن الرومنسه، صحيح |
Bu dev ise çok fazla fiziksel darbe alıp hala daha kavgaya devam etme konusunda yeteneklerini geliştirmek için zorlanmış. | Open Subtitles | حسناً, هذا العملاق اضطر على تطوير قوته ليكون بأمكانه الحصول على ضربات جسديه كثيره ويستمر بالقتال. |
Sadece enerji transferi yapıyorduk, fiziksel temas yoktu. | Open Subtitles | أتعرف لقد كنا نتبادل الطاقه لم تكن طريقه جسديه |
Aşırı susuzluğun fiziksel belirtilerini biliyor-- | Open Subtitles | أنت تدمج هذا مع علامات جسديه تدل على جفاف شديد و |
fiziksel bir sıkıntınız yoksa neden bilinç kaybı geçirir insan? | Open Subtitles | أعني مالذي قد يسبب حالة فقدان الوعي هذه إن كان لايوجد أي علة جسديه بك |
fiziksel bir hastalık değilse ruhsal bir hastalık olabilir. | Open Subtitles | حسنا إن لم يكن حالة إضطراب جسديه لربما تكون حالة إضطراب عقليه |
fiziksel sınırlardan muaf olan bir kadın yarattık ki hayatının tadını çıkarabilsin. | Open Subtitles | لخلق إمرأة بدون أمراض جسديه قادرة على التمتع بحياتها |
Baxter kazasının diğer kazazedeleri eşi benzeri görülmeyen fiziksel durumlar sergiledi. | Open Subtitles | الناجين الآخرين بحادثة باكستر قد اظهروا حالات جسديه مميزه |
Jason'ın yakın zamanda, ofisinde bir tür fiziksel tartışma yaşadığına dair sebeplerim var. | Open Subtitles | لدي سبب للاعتقاد أن جايسون دخل بمشادة جسديه من نوع ما |
Yani, Eric'ten gerçekten hoşlanıyorum... ve fiziksel bir ilişkimizin olmasını istiyorum, ama-- | Open Subtitles | واتتطلع حقا لان املك معه علاقه جسديه |
Yani, Eric'ten gerçekten hoşlanıyorum... ve fiziksel bir ilişkimizin olmasını istiyorum, ama-- | Open Subtitles | واتتطلع حقا لان املك معه علاقه جسديه |
Ama fiziksel olarak hiç iz yok. | Open Subtitles | لكن لا يوجد أي أثار لإصابات جسديه |
Dürtüler geliyor,fiziksel dürtüler. | Open Subtitles | لدى حالات طارئه , حالات طارئه جسديه |