Adil bir duruşma istiyorum. Bana en azından bunu hak görün. | Open Subtitles | أطلب جلسة إستماع عادلة، إضمن لي هذا على الأقل |
duruşma olup olmayacağına karar vereceğimiz gayri resmi bir toplantı. | Open Subtitles | هذا اجتماع غير رسمي للتقرير ما إذا كان سيكون هناك جلسة إستماع |
Hakkında hükme varılmadan önce bir duruşma olacak. | Open Subtitles | أنامؤمنةمُعترفة، و قبل تقرير مصيرها ، ستكون هناك جلسة إستماع. |
Hazırlanmam gereken işten men duruşmam var. | Open Subtitles | لدي جلسة إستماع لإيقافي يجب أن أستعد لها |
Sayın Hâkim, öncelikle aklamaya yönelik kanıtları sunmak için bir delil duruşması tarihi belirlemek istiyoruz. | Open Subtitles | سيادتكم , نريد وضع فى الجدول أولاً جلسة إستماع الأدلة لتقديم أدلة جديدة للبراءة |
Bu bir yetkinlik celsesi, Bay Bohannon, mahkeme değil ve bu sebepten dolayı da kurul benden işlediğiniz cinayetler üzerinde çok durmamamı söyledi ama kayıtlara geçmesi için birer birer sayacağım. | Open Subtitles | هذه جلسة إستماع سيد،" بوهانون" وليست محاكمة قانونية، كما أوعز لى المجلس أن لا أسهب في الحديث عن جرائمك لكن لا بد لي، من ذكرها للعلم فقط |
- Birkaç gün içinde bir duruşma olacak. - Ben duruşma falan istemiyorum. | Open Subtitles | سيكون هناك جلسة إستماع خلال أيام قليلة لا أريد جلسة استماع |
Son duruşmaya bir kaç gün kaldı, Başka bir duruşma olması mümkün mü? | Open Subtitles | جلسة نطق الحكم قريبة، ألا تستطيع ترتيب جلسة إستماع آخرى ؟ |
Yarın başka bir duruşma olduğunu söyledi. Senden cidden nefret ediyorum. | Open Subtitles | .قالت ثمة جلسة إستماع آخرى غداً .بصدق، إنني أكرهك للغاية |
Yarın başka bir duruşma olduğunu söyledi. Cidden, senden nefret ediyorum. | Open Subtitles | .قالت ثمة جلسة إستماع آخرى غداً .بصدق، إنني أكرهك للغاية |
Salı sabahı duruşma var, 9:00'da. | Open Subtitles | لدينا جلسة إستماع بالمحكمة صباح الثلاثاء الساعة التاسعة صباحًا. |
Eğer sen gözlerimin içine bakıp da, Ajan Keen'i yakalarsak adil bir duruşma görebileceğine söz verirsen. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع النظر في عيني وأن تعدني أن العميلة كين ستحصل على جلسة إستماع عادلة إذا فعلنا |
Saygın bir duruşma duruşması bekleniyor. | Open Subtitles | بإنتظار جلسة إستماع شرفية للتسريح من الخدمة. |
Eyaletin geçerli neden için kanıt sunması gerektiği ön duruşma hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | يحق لك جلسة إستماع أولية والتي تكون الولاية موجودة بها لتقديم الأدلة التي تملكها |
duruşma bir hafta sonra. | Open Subtitles | سيتم عقد جلسة إستماع بعد أسبوع |
Yarın bir duruşmam var ve işim başımdan aşkın. | Open Subtitles | لدي جلسة إستماع غداً و لدي الكثير لإحضره. |
Efendim, bir duruşmam vardı ama ertelenmiş. | Open Subtitles | حسنٌ ياسيدي , كان لديّ جلسة إستماع لكنها تأجلت |
Usulsüz lobicilik faaliyetleri için bir kongre duruşması var aklımda. | Open Subtitles | أنا أفكر في جلسة إستماع على مستوى مجلس الشيوخ حول طرقها الغير عادية في ممارسات التأثير. |
Bölge savcısı acil kefalet duruşması talep ediyor. | Open Subtitles | المدعي العام يطلب جلسة إستماع كفالة عاجلة |
Bu bir yetkinlik celsesi, Bay Bohannon mahkeme değil ve bu sebepten dolayı da kurul benden işlediğiniz cinayetler üzerinde çok durmamamı söyledi ama kayıtlara geçmesi için birer birer sayacağım. | Open Subtitles | هذه جلسة إستماع سيد،" بوهانون" وليست محاكمة قانونية، كما أوعز لى المجلس أن لا أسهب في الحديث عن جرائمك لكن لا بد لي، من ذكرها للعلم فقط |