ويكيبيديا

    "جلست و" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oturdum ve
        
    • oturup
        
    Ardından eve döndüğümde, oturdum ve kendimi tamamen yeni bir şey yaratmak için hazırladım. TED و عندما وصلت إلى المنزل ، جلست و حدّدت لنفسي مهمة في محاولة لخلق شيء غير تقليدي بالمرة.
    Ama condom şirketini oluşturduktan üç ay sonra bir mektup aldım, bir şikayet, ve oturdum ve o kadına uzun bir detaylı özür mektubu yazdım. TED لكن بعد ثلاثة أشهر من إطلاق شركة الواقى الذكري تلقيت خطابا, يتضمن شكوى, و جلست و كتبت خطابا طويلا لتلك السيدة معبرا بإسراف عن أسفي.
    Bak,ben hikayeyi yazdığımda, sadece oturdum ve kelimeler öylece çıktı. Open Subtitles انظر, عندما كتبت قصتي, جلست و هذا ما طرأ على فكري.
    Brian, seninle kilisede tanıştığımız gün benimle oturup saatlerce inanmaktan ve avunmaktan bahsettin. Open Subtitles براين , في ذلك اليوم الأول عندما قابلتك في الكنيسة جلست و تحدثت الي لساعات عن الإيمان و المواساة
    oturup bacaklarımın arasından akan kanı izlerken Anne olmanın acısını hissettim Open Subtitles و بينما جلست و شاهدت الدم ينزل من بين رجلي و شعرت بآلام الأمومة بنفسي
    Bütün gün oturup gardiyan geldiğinde şaşırmış gibi davranma provası yaptım ama... Open Subtitles جلست و إنتظرت طوال النهار. و تمرنت على إظهار تعبير الدهشة حين يأتي إلى ضابط الأمن.
    bir gün oturdum ve kendime iki ayrı ölüm ilanı hazırladım. Biri benim istediğim, macerayla dolu bir hayattı. Diğeri ise yönlenmekte olduğum hoş, normal, keyifli hayattı. Ancak hayatımın sonunda olmak istediğim yer burası değildi. TED و فى يوم من الأيام جلست و بدأت فى كتابة نسختين من النعى لنفسى النسخة التى أردتها , متمثلة فى حياة مليئة بالمغامرات و النسخة التى كنت ماضية فيها بالفعل و التى كانت تعتبر حياة لطيفة و طبيعية و مرضية و لكنها لم تكن الحياة التى أريدها لنفسى عند نهاية المشوار
    Bende oturdum ve blöfünü gördüm. Open Subtitles لذا جلست و دعوت خدعته
    Chris benden sağdıcı olmamı istediği zaman oturdum ve harika bir konuşma yazdım. Open Subtitles (منذ اللحظة التي طلب فيها (كريس مني بأن اكون وزيره جلست و كتبت خطاب رائع للغاية
    bir iş görüşmesine gittiğimde Virginia Başkent'te Richmond Devlet Okulu'nda üç parçalı bir takım elbise satın aldım --bu benim görüşme için verdiğim tavizdi, uzun sakal ve afro saçlarımla birlikte platform topuklu ayakkabılarım da dahil olmak üzere -- o zamanlar 70'lerdi-- içeri girdim, oturdum ve mülakatı gerçekleştirdik. TED و ذهبت إلى مقابلة عمل في المدارس العمومية بريتشموند فيرجينيا، العاصمة، إقتنيت بدلة ثلاثة أجزاء -- تنازلا مني للعرف، حافظت على لحيتي الطويلة و تحليقة الأفرو و حذائي العالي -- في ذالك الوقت كنا في السبعينات -- دخلت، ثم جلست و بدأت المقابلة.
    Öyle oturup kabullenecek miydi? Open Subtitles هل فقط جلست و تقبلت ضربها كأمها ؟
    Ben de orada oturup seyretmek zorunda kaldım. Open Subtitles و انا جلست و شاهدته يقوم بالأمر
    oturup düşündüğüm zaman çözüm kendiliğinden gelir. Open Subtitles ... سأجده إذا جلست و فكرت قليلا ! أبى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد