Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس أمراً جللاً |
Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | إنهُ ليس أمراً جللاً |
Büyütülecek bir şey değil bu. | Open Subtitles | ليس أمراً جللاً. |
Büyütecek bir durum yok. | Open Subtitles | ونحن نقضي وقتاً ممتعاً سوياً ..ليس الأمر جللاً |
Büyütecek bir şey değil. | Open Subtitles | كان لصيفٍ واحد، ليس أمراً جللاً. |
önemli değil. Aileni gerçekten çalmaya çalışıyordum. Hatta aklıma seni gömecek iyi bir yer geldi. | Open Subtitles | ليس خطباً جللاً ، حاولت سرقة عائلتك وفكرت حتى بمكان مناسب لأدفنك |
Ver şunu bana. Hayır. Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | كلاّ، هذا ليس أمراً جللاً. |
Büyütülecek bir şey değildi. | Open Subtitles | لمْ يكن أمراً جللاً. |
Büyütülecek bir şey değil, Cam. Sadece basit bir doktor. | Open Subtitles | ليس خطباً جللاً يا (كام) إنه مجرد طبيب |
Büyütecek bir mesele değildi. | Open Subtitles | إسمعا، لم يكن أمراً جللاً. |
Babam önemli değil der ve yemek çubuğu yapıştırmamı söyler, o yüzden... | Open Subtitles | والدي كان ليقول أنه ليس أمراً جللاً وسيخبرني أن الصق العيدان به، لذا.. |
Çok ciddiyim baba, hiç önemli değil. Hiç üzülmedim. | Open Subtitles | حقاً يا أبى،ليس أمراً جللاً أنا على ما يرام |