Sonra hoşgörüsüz bir efendi gelir insanların gömleklerini ve derilerini onlarla birlikte alan. | Open Subtitles | ثم يأتي سيد قوي وصارم. يخلع ملابس الناس فتنسلخ جلودهم معها. |
Bu devriyelerden bazıları, kaçak köleleri yakalayıp derilerini yüzüyorlar. | Open Subtitles | بعض تلك الدوريات تمسك بالعبيد الهاربين و يسلخون جلودهم و هم أحياء |
Bu, derilerini beyazdan pembeye döndürür. | Open Subtitles | وهذا ما يحول جلودهم من اللون الأبيض إلى الوردي |
29 ve 27 yaşlarındalar ve PKE'nin göz, deri ve atardamarlarındaki belirtilerine rağmen, mutlu ve sağlıklı olduklarını ifade ediyorlar. | TED | و في عمر ال 29 و 27 تم إعتبارهم سعداء و أصحاء برغم من آثار المرض في جلودهم ، أعينهم و شرايينهم |
Bu dövmeler tüm hayat hikayelerini anlatan deri üzeri kitaplar gibi. | Open Subtitles | هذه الوشوم كالكتب على جلودهم تشير الى قصة حياتهم بالكامل |
Çaba göstermeden su yüzünde durma kabiliyetlerine derilerinin altındaki geçirgen bir kalsiyum karbonat yapısı yardımcı olur. | Open Subtitles | قدرتهم للطفو بدون جهد و يساعد على ذلك سهولة اختراق كربونات الكالسيوم الهيكل تحت جلودهم |
Göçmenlere saldırdıklarını duydum onları öldürüyor, derilerini yüzüp giyiyor ve saatlerce ırzlarına geçiyorlarmış. | Open Subtitles | يقتلونهم و يسلخون جلودهم و يغتصبونهم لساعات و ساعات |
Sonra da derilerini soyup geriye kalan kısımlarından sanki bir çöpmüş gibi kurtuluyorsun. | Open Subtitles | . ومن ثم تقوم بأخذ جلودهم . و ترمي ما تبقي منهم , كقمامة |
Eski babamla kız kardeşim de genellikle derilerini bana verirlerdi. | Open Subtitles | أبي القديم وأختي عادةً يعطوني جلودهم ايضاً |
Hayvanların kafalarını kesip derilerini yüzüyormuş ve üstüne giyip başkasının yerinde olmanın nasıl olduğunu... | Open Subtitles | يبدو أنه كان يقطع رؤوس مختلف الحيونات و يسلخ جلودهم. و بعد ذلك يرتديهم و قال أنه كان أراد أن يعرف |
Onları ben patlatırım, derilerini sen yüzersin. | Open Subtitles | أنا سوف أكسر رأسهم وأنا خذ جلودهم |
derilerini yüzüp, yakıyorlar! | Open Subtitles | يحرقونهم و يسلخون جلودهم أحياء |
Sence neden derilerini yüzüyor, Ajan Starling? | Open Subtitles | فى اعتقادك - لماذا ينزع جلودهم ايتها العميل؟ |
Böylece onları yakmadan önce derilerini soyduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | . لهذا لن نعلم , بأنه سرخ جلودهم اولاً |
Sonra, Omar Kasırgası onları parçalara ayırdı ve derilerini yüzdü, iyileşmesi zor olacak yaralı doku parçaları bıraktı ve yosun kaplanacak olan ölü iskeletin büyük parçalarını. | TED | وبعد ذلك، حطمهم "إعصار عمر" وجردهم من جلودهم تاركاً القليل من الأنسجه المجروجة والتى سيكون لها وقتاً عصيباً للشفاء، وبقع كبيرة من الهياكل العظمية الميتة والتى تنمو بإفراط بواسطة الطحالب |
Kedileri yakalıyorlar ve derilerini satıyorlar. | Open Subtitles | يصيدون القطط ويبيعون جلودهم |
Mürekkep balıkları deri desenlerinde o anki ruh hallerini belirten çarpıcı değişiklikler yapabilirler. | Open Subtitles | يمكن أن يقوم الحبّار بتغيّرات جوهريّة لدى شكل جلودهم لتدلّ على مزاجهم. |
Ailemin büyük kısmını etkileyen bir deri hastalığından ötürü. | Open Subtitles | هذا بسبب حالة جلودهم التي تبقع اغلب افراد عائلتي |
Morgellon mağdurları deri altında hastalık yapan lifler olduğuna inanır. | Open Subtitles | إنها متلازمة حيث يعتقد أصحابها أنهم يحملون ألياف مسببة للأمراض تحت جلودهم |
Bu değişim son derece belirsizdir, bu yüzden, diğer insanlara baktığınızda, yanınızda oturan kişiye baktığınızda, derilerinin veya yüzlerinin renginin değiştiğini görmezsiniz. | TED | هذا التغيير دقيق لا يصدق، وهذا هو السبب، عندما تنظر إلى الناس الآخرين، عندما تنظر إلى الشخص الذي يجلس إلى جانبك، فإنك لا تشاهد تغير ألوان جلودهم أو وجههم. |
Benim insanlara kötü dememin nedeni derilerinin beyaz olması değil. | Open Subtitles | انا لا أقول كل البشر أشرار ببساطة ، لان جلودهم بيضاء لا ! |