ويكيبيديا

    "جلوسي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oturup
        
    • oturmak
        
    • otururken
        
    • Oturma
        
    • oturduğumu
        
    • oturmaktan
        
    • oturuyorum
        
    • oturmuş
        
    • Oturabilir
        
    • oturmama
        
    • oturmamın
        
    • oturduğuma
        
    • oturacağımı
        
    Fakat orada oturup 4 saat boyunca bütün öğleden sonra Maslow okuyunca birden bir şey fark ettim bu bir çok lider için de geçerlidir TED ولكن اثناء جلوسي هناك لاربعة ساعات طوال الظهيرة اقرأ لماسلو في الواقع ادركت شيئا حقيقيا عن معظم القادة
    Bu yüzden burada oturmak benim için en güzel randevu. Open Subtitles لهذا السبب جلوسي معك هنا بمثابة الموعد الأكثر رومانسية أتصوّره
    Koltukta otururken takvimimi düzenliyordum. TED أحدّث جدولي خلال جلوسي على الأريكة في الصالة
    Bir dakika genç bayan. Şu anda benim Oturma odamda bulunuyorsun. Open Subtitles الآن إنتظر لحظة رجاءاً يا شابة انت صادفتي و أن كنتي في غرفة جلوسي
    Yatağının başında oturduğumu hatırlıyorum uyanırdı ve öyle ağrısı olurdu ki tek yapabildiği adımı haykırmak olurdu. Open Subtitles أنا أتذكر جلوسي إلى جوار فراشها عندما استيقظت بغتةً على ألم رهيب وكان كل ما أمكنها فعله هو الصراخ باسمي
    Yok, onu bir yere götürmüyormuşum yok evde oturmaktan sıkılmışmış! Open Subtitles كانت تقول انت لن تاخذني الي اي مكان لقد مللت من جلوسي في البيت ليله وراء ليله
    Doktor sıcağı yasakladı. Bu yüzden gölgede oturuyorum. Open Subtitles الطبيب قال أن الحرارة مضرة بي و يجب علي تجنبها و هذا هو سبب جلوسي في الظلال
    Güneşin altında oturup zavallı babamın yeni numaralarına nasıl çalıştığını izlerdim. Open Subtitles أتذكر جلوسي تحت أشعة الشمس أرى أبي يدرب شخص جديد
    Burada bu pahalı takım elbiseyle oturup bu pahalı helikopterle uçuyorken ve zengin bir adamın evine gidiyorken nihayet hayatımda bir şey yaptığımı hissettim. Open Subtitles تعرفون، جلوسي هنا مرتدياً هذه البدلة الفاخرة على متن طائرة مروحية مكلّفة ذاهب عند رجل طافح بالثراء،
    Hayran olunan, tapınılan, ihtiyaç duyulan canavarsam burada oturup sunduğumuz problemlere parmak basıyor olmama ne diyorsun? Open Subtitles و الذي يجب أن يكون معشوقاً و معبوداً و مطلوباً كيف يتلائم هذا مع جلوسي هنا محاولاً معالجة المشكلة
    Bu barda oturmak, belki de hayatım boyunca yaptığım en teklikeli şey. Open Subtitles ربما جلوسي على هذه الحانة يعتبر أكبر خطورة ارتكبها في حياتي
    Ve sınıfta sürekli öksürerek oturmak utanç verici oluyordu. Open Subtitles وقد كان أمراً محرجاً جلوسي في الصف أسعل كل الوقت
    Dilim tutulmuş bir şekilde doktorumun ofisinde otururken, diğer kelimeleri duydum, "kanser", "evre", "derece". TED اثناء جلوسي مذهولة في مكتب طبيبي سمعت كلمات اخري سرطان مرحلة مستوى
    O bankta otururken, ilk defa 22 yıllık hayatıma mutlu bir şekilde baktım. Open Subtitles جلوسي وحيدا على المقعد مكنني وللمرة الأولى من النظر إلى الوراء بسعادة على الـ 22 عاما من حياتي
    Ve dahası Oturma odamda 40 yabancı var ve bütün istediğim siktiri boktan biraz uyku. Open Subtitles والحقيقة، أنا عِنْدي 40 غريبُ خارج في غرفةِ جلوسي وكُلّ ما أُريدُ أَنْ أفعله .الحصولْ على بعض النوم
    Soğuk zeminde oturduğumu ve kulaklarımı tıkayıp... küçük bir çocuk gibi korktuğumu hatırlıyorum... ama hâlâ tüm sesleri duyabiliyordum... ve sonra her şey bir anda durdu... ve Evan banyodan içeri girdiğinde, artık kendisinde değildi. Open Subtitles ..أتذكر جلوسي على الأرض الباردة وفقط طفل صغير خائف ..ولكنني كنت قادر على سماع
    Sinemadaki koltuklarda oturmaktan, belim çok ağrıdı. Open Subtitles ظهري أصبح متصلباً بسبب جلوسي على مقعد السينما
    Ne yani arka koltukta oturuyorum diye ben ilgilerini çekmiyor muyum? Open Subtitles إذًا فهم يعتبروني نكرة لمجرد جلوسي في المقعد الخلفي؟
    Sanki burada oturmuş... yeğenlerimle kağıt oynuyorum... siz adamı delirtirsiniz. Open Subtitles اللعنـة علي حماقتك إنه مثل جلوسي هنا للعب الورق مع الأطفال الصغار أنت محطّم لأعصاب أبناء العاهرات
    - Yanına Oturabilir miyim? Open Subtitles هل تمانع جلوسي هنا؟
    Aynı masada oturmama rağmen, tamamen farklı bir yerdeydim. Open Subtitles رغم جلوسي بنفس المقعد كنت بمكان مختلف تماماً
    - Yanında bir dakika oturmamın sakıncası yok, değil mi? Open Subtitles أنت لا تمانع من جلوسي لدقيقة أو دقيقتين ؟
    - Sahi mi? Nereye oturduğuma bakarsan pek öyle görünmüyor. Open Subtitles لا يبدو لي الأمر هكذا من مكان جلوسي بهذه الطريقة
    Baksana Kuzner, Lip'e sakso çekerken onun suratına oturacağımı söylediğimi duydun mu? Open Subtitles (كوزنر)، هل سمعت ماقلته لـ (ليب) عن جلوسي على وجهه بينما أقوم بمداعبة قضيبه ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد