Belli ki burası onun için özel bir yer. Binada saklanıp onu bekleyebilirsin. | Open Subtitles | جليّ أنّ لهذا المكان منزلة خاصّة عنده، يمكنكَ مراقبة المبنى وانتظاره |
Belli ki tedaviyi bulmak için olan takıntın bir zamanlar ailene karşı hissettiğin sadakat duygusunu bastırıyor. | Open Subtitles | جليّ أنّ هوسك لإيجاد الترياق أودى بأيّ وفاء أخويّ شعرت يومًا |
Düşmandan kaçmaya çalışıyordu. Belli ki halkıyla bir sorun yaşamış. | Open Subtitles | كان يحاول الفرار من "العدائيّين"، جليّ أنّ بينه وبين أولئك القوم مشاكل |
Ve Belli ki, Jack sınavı geçti. | Open Subtitles | جليّ أنّ (جاك) نجح في الامتحان |
Belli ki Harry bunu fark ettiği an fikrini değiştirmişti. | Open Subtitles | جليّ أنّ (هاري) اقتنع حين أدرك: |
Eğer bu işe bir İ.H.A. karıştıysa Belli ki birisi zavallı Titus'ı bir denek olarak kullandı özellikle politik tiyatronun tuhaf bir parçası olarak ki bu da kesinlikle... | Open Subtitles | لو أنّ طائرة بدون طيّار ضالعة في هذا الأمر، فإنّه جليّ أنّ... شخصاً قرّر إستخدام (تايتوس) المسكين كهدف في مسرح سياسيّ مُغاير بشكل خاص، -وهو ببساطة ... |