Ama eminim ki açtığında hepsinin en güzeli bu olacak. | Open Subtitles | لكني سأُراهن بأنها عندما تزهر ستكون الأكثر جمالاً فيهم |
Şimdiye kadar bir şairdim ama gördüğüm güzellik bütün şiirlerimi... | Open Subtitles | كنت شاعراً حتي هذه اللحظة ولكني رأيت جمالاً يحطّ من شِعري، |
Son görüşmemizden bu yana daha bir çekici görünüyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ تبدين أكثر جمالاً من آخر مرة رأيتك فيها |
Kızdığında daha da güzelleşiyorsun. | Open Subtitles | هل تعرفين أنكِ أكثر جمالاً و أنتِ غاضبة ؟ |
Bu hikaye gittikce güzelleşiyor. Geçen sefer 32'ydi. | Open Subtitles | ،هذه القصة تزداد جمالاً كل مرة آخر مرة كانوا 32 |
Tüm kurbanları da çok güzeldi! Peki senden daha güzeli var mı, Laura? | Open Subtitles | كُلّ ضحاياه كَانوا فتيات وحسناوات، وهل هناك من هى أكثر منك جمالاً ،لورا ؟ |
Ama iddiaya girerim ki bu açtığında, hepsinin en güzeli olacak. | Open Subtitles | لكني سأُراهن بأنها عندما تزهر ستكون الأكثر جمالاً فيهم |
Bu dünyada senden daha güzeli var mı? | Open Subtitles | أهناك أي امرأة في العالم أكثر جمالاً منكِ؟ |
Eğer güzellik istiyorsan,hemen burada duvarların arkasında bulacaksın. | Open Subtitles | إذا أردُت جمالاً , سَتَجِدُه هنا خلف تلك الحيطانِ. |
Dünya her zaman biraz daha güzellik sunabilir. | Open Subtitles | حسناً العالم بأمكانه ان يستعمل ما هو أكثر جمالاً |
Büyük tehlike, beraberinde büyüleyici güzellik de getirir. | Open Subtitles | مع الخطر المحدق يأتى أيضاً جمالاً خلاباً |
İşin garibi; her nasılsa şimdi onu daha çok çekici buluyorum. | Open Subtitles | المضحك في الأمر، أنني أراها أكثر جمالاً الآن |
Biliyorum, bir seferinde demiştim ki gençken olduğun kadar asla güzel olamayacaksın ama her geçen gün daha da güzelleşiyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنني قلتُ ذات مرة بأنكِ لن تبقي بجمالكِ عندما كنتِ طفلة لكنكِ تزدادين جمالاً كل يوم |
Kızın gün geçtikçe daha da güzelleşiyor John. | Open Subtitles | -شكراً لك، إنديا إبنتك تزداد جمالاً كل يوم يا جون |
Annemin anlattığından hatta hayal ettiğimden bile çok daha güzeldi. | Open Subtitles | كان اكثر جمالاً مما وصفته لي امي او اكثر مما تخيلته |
Hem Tanrıçaların kraliçesi hem de çok güzeldir, aşırı derecede zeki ve kuvvetlidir fakat aynı zamanda, Zeus sürekli diğer kadınlarla ilgilendiği için de fazlasıyla kıskançtır. | Open Subtitles | علاقة بين اثنان متساويان في القوة لقد كانت ملكة الآلهات و تمتلك جمالاً باهراً و غاية في الذكاء و القوة |
Üzgünüm ama fiziksel güzelliği putlaştırmak yanlıştır. | Open Subtitles | أَنا آسفُ، لكن يَعْبدُ جمالاً طبيعياً خاطئُ. |
Alınma ama senden daha güzel bir neden, Jack Winthrop. | Open Subtitles | بلا إهانة لكنه سبب أكثر جمالاً منك يا جاك وينثروب |
Şah'ın haremindeki kadınlardan daha güzelleri. | Open Subtitles | .(نساء أكثر جمالاً من اللاتي يحظى بها الشاه (هاريم |
Seninle bahse girelim genç erkekler olarak ortaya çıktığımızda ben senden daha yakışıklı olacağım. | Open Subtitles | سأراهنك بأى شىء، حينما نبدو بهيئة شابين سأكون الاكثر جمالاً |
Ya sen çok güzelleştin, ya da ben Patron'un bahsedip durduğu şu yeni kızla tanışmak üzereyim. | Open Subtitles | إما أنّكِ ازددتِ جمالاً أو أنيّ على وشك اللقاء بالفتاة الجديدة التي يتحدّثُ عنها الرئيس. |
Seni en son gördüğümden daha da bir güzelleşmiş olman mümkün mü acaba? | Open Subtitles | هل من الممكن أنك أكثر جمالاً عن آخر مرة رأيتك؟ |
Ben yokken daha da güzelleşmişsin. | Open Subtitles | لقد ازددتي جمالاً في الوقت الذي كنتُ خارج البلده |
Seni tekrar görmek büyük zevk. Her zamankinden güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | من دواعى سرورى أن أراكى مرة أخرى تبدين أكثر جمالاً من أى وقت مضى |