Bir arkadaşım şöyle demeyi sever, "Tüm kanıtlar bulunana kadar... hemen sonuca atlama." | Open Subtitles | صديق لي كان يقول لا تقفز للإستنتاجات حتى تكشف جميع الأدلة |
Hayır, kütüphanem yandığında Tüm kanıtlar yok edilmiş oldu. | Open Subtitles | لا , جميع الأدلة دمرت عندما أحرقت مكتبتي |
Ortakların tüm kanıtları yok etti. | Open Subtitles | مما دعا شركاؤكِ إلى محو جميع الأدلة الجنائية |
Seninle ilgili, yasal veya yasal olmayan tüm kanıtları vereceğim. | Open Subtitles | جميع الأدلة ضدك ، القانونية وغير القانونية |
Eldeki Tüm deliller; çalıntı para bir silah ve yeterince ölmüş bir ceset onun başka bir Femme Fatale tarafından büyü altına alındığı varsayımını doğurabilir. | Open Subtitles | و تسلم جميع الأدلة الأموال المسروقة , مسدس و آخر واحد جثة ميتة حقا |
Evet, senin Tüm kanıtların silindi. | Open Subtitles | نعم ، جميع الأدلة التى تشير إليك تم حذفها |
Bütün kanıtlar uygun boyutlu bir Nolan zarfında teslim edilmeli. | Open Subtitles | جميع الأدلة لابد من تقديمها في الحجم الصحيح نولان المغلف. |
Ama emirlerim görmüş olabileceğiniz şeyler dair bütün kanıtları geri götürmek. | Open Subtitles | لكن الأوامر أن أقوم بمصادرة جميع الأدلة فى هذا الموقع بالأضافة الى اى شيء رأيتوه |
CIA'in gizli evini incelemesi için gönderdiğim adamlardan birisi bütün dökümanlarla ve bütün kanıtlarla ortadan kayboldu. | Open Subtitles | واحد من الرجال الذين أرسلتهم CIAللتحقق من مقر الـ قد إختفى مع جميع الوثائق ومع جميع الأدلة |
Şuna bak. Bir şey demene gerek yok. Çünkü ihtiyacımız olan Tüm kanıtlar orada. | Open Subtitles | أنظر إلى هذا، لستُ مضطراً لقول شيء، فلدينا جميع الأدلة التي نحتاجها هناك. |
Tüm kanıtlar; Rusya SVR'sinden kasti bir saldırı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | "من وزارة العدل، جميع الأدلة تشير إلى إعتداء متعمد ومصدق" |
Tüm kanıtlar suçlu olduğunu işaret ediyormuş ama salıverilmiş. | Open Subtitles | أشارت جميع الأدلة انه مذنب ولكن تم إطلاق سراحة |
Kıza ilişkin Tüm kanıtlar, zanlının itirafları fiziksel kanıtlar dahil edilmemek zorunda. | Open Subtitles | جميع الأدلة التي تتعلق بالفتاة ...واعتراف المشتبه به ...والدليل المادي ينبغي أن يتم استبعادهم |
Mahkememde toplanıp tüm kanıtları doğru düzgün inceleyeceğiz. | Open Subtitles | سوف نجتمع في محكمتي وسنسمع جميع الأدلة |
Başka bir kat daha kurmadan cesedi çıkartamayız böylece bu alanı hem su basmaz hem de tüm kanıtları yok etmez. | Open Subtitles | أجل، لا يمكننا أن نخرجه حتى نبني سداً آخر عكس التيار... حتى لا تفيض هذه المنطقة وتدمّر جميع الأدلة. |
Elinizdeki tüm kanıtları hemen teslim edin. | Open Subtitles | إننا نريد جميع الأدلة التي لديك الآن |
- Tüm deliller kriyojenik olarak dondurulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | وتشير جميع الأدلة أنّها كانت محفوظة بالتجميد. هنا. |
Tüm deliller ikinci derece, suçu itiraf eden başka biri var, şimdi de kurbanın cesedi sözde kayıp? | Open Subtitles | جميع الأدلة ظرفية، رجل آخر اعترف، والآن جثة الضحية مختفية؟ |
Tüm kanıtların üstüne basılmadan önce alanı kordon altına al. - Geri çekilin! | Open Subtitles | قومى بتطويق هذه المنطقة قبل أن يطمسوا جميع الأدلة - تراجعوا جميعاً - |
Bütün kanıtlar, Jack Bauer tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | جميع الأدلة تُشير إلى حقيقة أنه قد اغتيل من قبل (جاك باور) |
Bu gece sana ihtiyacın olan bütün kanıtları göstereceğim. | Open Subtitles | سأريك جميع الأدلة التي تحتاجها الليلة |
tüm delilleri yok ediyordu. Neredeyse başarıyordu da. | Open Subtitles | لقد أزال جميع الأدلة لقد كان هناك حتى |