İyi şeylerden bahsetmek gerekirse Hawaii'nin Çok güzel bir yer olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لا تقلقى على المكان هنا جميل جدا اشجار النخيل و الشواطى البيضاء |
Bunda iki küçük çekirdeği alırsınız, birleştirirsiniz ve helyum yaparsınız. İşte bu Çok güzel. | TED | تأخذ ذرتين صغيرتين، تأخذ ذرتين صغيرتين، تجَمِّعهما، تحصل على الهيليوم، هذا أمر جميل جدا. |
Bu desenden, biz zaten parçacık fiziğinin küçük boyutlarını biliyoruz. Evrenin işleyişi bu küçük parçacıklarla Çok güzel bir şekle bürünmüştür. | TED | من هذا النمط، نعرف فيزياء جسيمات.. المتناهية الصغر. كيفية يعمل الكون.. في هذه المقايسس المتناهية الصغر جميل جدا حقا. |
Bence çok hoş. İki insan birbirinden hoşlandığında, başkalarından ziyade birbirlerine yakın olmayı istemeleri bence harika bir şey. | Open Subtitles | وهذا شئ جميل جدا, بل رائع حينما يعجب شخصين ببعضهما البعض |
Ve çok tatlı. Arayacağını söyledi, onu direkt bağla. | Open Subtitles | انه جميل جدا وقال انه سيتصل فضعيه على الطريق الصحيح |
Günbatımı o kadar güzel olacak ki seyretmek için attan inmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | و سيكون غروب الشمس جميل جدا و سأنزل من فوق حصانى لأعجب به |
Belki bir dahaki sefere sana şarkı söylerim. Yüzük Serisi'ni Çok iyi söylerim. | Open Subtitles | حسنا، ربّما سأغني لك في المرة المُقبلة، فإنّ لديّ قرع أجراس جميل جدا. |
yoksa.. ? GL: Aslında, daha yeni gösterdiğim desenler temel parçacıklar hakkında ne kadar şey bildiğimizi gösteriyor, aynı zamanda da Çok güzel şekiller oluşturuyor. | TED | كما تعتقد، أو ..؟ جاريت ليسي: حسنا ، النمط الذي استعرضته يطابق.. كل ما نعرفه عن الجسيمات الأولية في الفيزياء.. ويتسم بنسق ونمط جميل جدا. |
Şu Fransızlar ne duygusal. Müzik ve flamalar. Çok güzel. | Open Subtitles | مثيرون هؤلاء الفرنسيون موسيقى ورايات , جميل جدا |
Senin için iyi olur. Tuscon'un Çok güzel bir yer olduğunu duydum. | Open Subtitles | سيكون هذا جيد لك, سمعت أن توسون مكان جميل جدا |
Çok güzel olacağına eminim ama benim tercihimden daha yaşlısın. | Open Subtitles | انا واثقة انك ستكون جميل جدا ولكن انت اكبر سنا مما افضل |
Çok güzel. Çok Çok güzel. | Open Subtitles | هذا جميل جدا انه جميل جدا ، انه جميل جدا |
# Oh Çok güzel, iyi iş yaptınız, küçük fareler. Ama gerçek şu ki, eksik bir şeyler var # | Open Subtitles | أوه جميل جدا أيها الفأر الصغير ولكن يوجد شيء ناقص بالفعل |
Beyazın üstüne kırmızı Çok güzel duruyordu. O düşündü ki... | Open Subtitles | الأحمر على الأبيض يبدو جميل جدا لهذا فكرت |
Burası Çok güzel, cennet gibi. Ama neden harita üzerinde değil mi? | Open Subtitles | المكان جميل جدا هنا ، انه أشبه بالجنة لكن لما ليس على الخريطة ؟ |
Neyse, bugün Çok güzel görünüyorsun. Keşke ben de evlenebilseydim. | Open Subtitles | على أية حال، أنت جميل جدا اليوم أتمنّى بأنّني قد أصبح متزوّج أيضا |
Şunu da eklemeliyim ki çok hoş bir delikanlı yetiştirmişsiniz. | Open Subtitles | ايمكننى ان اضيف انك تملك طفل جميل جدا لتربيه |
Biliyor musun, bana emirler yağdırmadığın zamanlarda senden hoşlanıyor gibiyim. Bu çok tatlı. | Open Subtitles | اتعلمين ، بدت أعجب بكي عندما لا تتأمرين علي هذا جميل جدا |
Muhteşem. O kadar güzel ki, ben bile gülmekten vazgeçiyorum bu özel gezegene ve adıyla anılan Cumartesi gününe olan hayranlığımdan. | TED | جميل جدا إلى درجة أنني سأتخلى عن ضحكة لأشرح مدى حبي لهذا الكوكب بذاته، ويوم السبت، سمي بسببه، بروعة. |
- Çok iyi. - Portland'da hayırseverler gecesi var. | Open Subtitles | جميل جدا سوف أحضر حفل خيرى بمناسبة المشروع |
Gerçekten Süper bir şey görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين الذهاب لرؤية شيء جميل جدا |
...ve senin iki tombul bacağın var ve sen Çok tatlısın ve büyüyünce boksör olacaksın kocaman bir boksör ya da güreşçi ve eminim, tıpkı baban gibisin, ha? | Open Subtitles | فلديك خدان صغيران مكتنزان ولديك قدمان صغيرتان مكتنزتان وأنت جميل جدا ستكبر لتصبح ملاكما. |
Bu şekli altı boyutta çevirdiğimizde Oldukça güzel şekil görüyoruz. | TED | يمكنننا تدوير هذا النمط على شكل سداسي الابعاد.. لنرى بأنه جميل جدا. |