Ve bu arabayı cenazesine götüreceğiz, ki zaten geç kaldık. | Open Subtitles | وسوف نأخذ السيارة الى جنازته, التى نحن متأخرين عليها, الان |
32 yaşındaydı. cenazesine 25,000 kişinin üstünde insan katıldı Hong Kong'ta... | Open Subtitles | أكثر من 25 ألف شخص حضروا جنازته فى هونج كونج |
cenazesinde arkadaşları sürekli benim yanıma gelip onun hakkında hikâyeler anlatıyorlardı. | Open Subtitles | وفي جنازته ، استمرّ رفاقه بالتحدّث معي وإخباري عن مواقفه وقصصه |
cenazesinde tabutunu taşıyanlar arasında... ilk kovboy filmlerinin yıldızları... | Open Subtitles | كان هناك في جنازته نجوم أفلام الكاوبوى وليماس هارت وتوم ميكس |
Ülkenin insanları onun için büyük bir cenaze töreni düzenlediler. | Open Subtitles | أهل البلاد جعلوا جنازته جنازة بطل، أكبر ما كان لإنسان |
Hâlâ cenazesi için Norveç'te bekliyor, ama ailesinden hiç kimse katılamayacak. | TED | ما يزالون ينتظرون جنازته بالنرويج، ولن يستطيع أي فرد من عائلته الحضور. |
Eski karısı cenazesini kimin kaldıracağının umurunda olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت طليقته أنه لا يهمها من يقيم جنازته |
cenazesinden sonra olacaklar hakkında talimatlar içeren bu kasedi Bay Weed'in kişisel eşyaları arasında bulduk. | Open Subtitles | بالمعلومات التي ستعرض فورا بعد جنازته , استمتعوا بذلك |
Hong Kong'ta cenazesine 25,000 kişinin üstünde insan katıldı. | Open Subtitles | أكثر من 25 ألف شخص حضروا جنازته في هونج كونج |
Ve onun kişiliğine bir vasiyet olarak 1998'deki cenazesine 1,600 kişi katıldı. | Open Subtitles | و كشهاده علي حسن سيرته حضر 1600 شخص جنازته عام 1998 |
O kapının açık olduğunu anlar anlamaz zengin bir adamın cenazesine gelen akrabalar gibi doluşacaklar. | Open Subtitles | حسناً ، عندما يخمنوا بأن السياج ، قد أغلق سيظهرون ، كما لو كانوا أقرباء إلى رجل غنى ، فى جنازته |
Zamanın en büyük matematikçisini cenazesine sadece 10 kişi katıldı. | Open Subtitles | حضر جنازته عشرة أشخاص فقط من أشهر علماء الرياضيات في عصره. |
Onu gördüm. Dün cenazesindeydiniz. Onun cenazesinde değildim. | Open Subtitles | ـ لقد كنت حاضرة فى جنازته ـ أنا لم أكن فى جنازته .. |
-Onun cenazesinde konuşmuştun. -Onu severdim, fakat sana katlanamıyorum. | Open Subtitles | لقد تحدثت في جنازته اني احبه, لكني لا أطيقك |
6 ay önce onun cenazesinde olmak yeterliyse. | Open Subtitles | أعرفه جيداً لدرجة حضور جنازته منذ ستة أشهر |
Ülkenin insanları onun için büyük bir cenaze töreni düzenlediler. | Open Subtitles | أهل البلاد جعلوا جنازته جنازة بطل، أكبر ما كان لإنسان |
Kızla gitmek isteyen varsa, haftalık maaşını öderim ve cenaze masraflarını karşılarım. | Open Subtitles | أيّ أحد يود الذهاب معها، سأدفع له أجور لمدة أسبوع ونفقات جنازته. |
Onun cenaze şarkıları kendileri hakkındaki şarkılar olacaktır. | TED | أغاني جنازته سوف تغني لهم أغنية عن أنفسهم. |
Ama Tommy Five-Tone ancak kendi cenazesi için çıkar. | Open Subtitles | كما أن صديقك تومي سوف يخرج ليحضر جنازته الخاصة |
Müdürden cenazesi için izin istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت من الضابط إذا كان بإمكاني حضور جنازته |
cenazesini okul olduğu bir zamanda yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن أن تضعي جنازته في يوم دراسي ؟ |
cenazesinden sonra kutlama yapmamız için bize 10.000 liret bıraktı. | Open Subtitles | هو ساب 10000 جنية للاحتفال بعد جنازته |
Cenazeye gittim. Yaptıkların çok saçma olmuş. | Open Subtitles | نعم لقد ذهبت إلى جنازته, لقد كان شيئا مريعا ما فعلت به |
Babamın vücudunun ateşle şiştiğine şahit oldum. cenazede küllerinin yanında oturdum ve yazdım. | TED | حينما راقبت جسد والدي تلتهمه النيران جلست بالقرب من محرقة جنازته وكتبت |
Cenazesiyle değil. | Open Subtitles | لا, ليس جنازته. |
Tüm öğleden sonramı adamın cenazesinin yapıldığı Ermeni kilisesinde geçirdiğim için. | Open Subtitles | في الكنيسة الأرمينية حيث عقدت جنازته وفقا للاب سولكان |