| Bu casusluk görevi Paranoya fantezisinden başka bir şey değil... | Open Subtitles | هذه المهمة التجسسية ليست أكثر من إحدى خيالات جنون الارتياب |
| İleri derecede Paranoya yaşıyorsun, bu da durumunun kötüleştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | تعاني من جنون الارتياب علامة على أن حالتك تزداد سوءاً |
| - Yaşamayan var mı ki? - Uykusuzluk Paranoya yaratabilir. | Open Subtitles | ومن ليس كذلك الحرمان من النوم يسبب جنون الارتياب |
| Ben muhalefet hastalığı ve Paranoya diye okudum. | Open Subtitles | الاضطراب الدفاعي المتعاكس و جنون الارتياب هو ما قرأته |
| paranoyak olduğunu biliyorum, ama... | Open Subtitles | أعرف أنه يوجد الكثير من جنون الارتياب في هذا الجناح، ولكن.. |
| Bu doğru değildi ama Howard'ın paranoyası onu yedi bitirdi. | Open Subtitles | لم يكن ذلك صحيحًا لكن جنون الارتياب استحوذ عليه |
| Bu kendini koruma değil, düpedüz Paranoya. | Open Subtitles | لا اظن ذلك هذا ليس دفاعا عن النفس هذا جنون الارتياب ببساطة |
| Bir semptomdur. Kokain, Paranoya ve göğüs ağrısına sebep olabilir. | Open Subtitles | ادمان الكوكايين قد يسبب جنون الارتياب و آلام الصدر |
| Paranoya olmasına gerek yok. | Open Subtitles | هذا ليس جنون الارتياب بالضرورة المجتمعات تنهار |
| Paranoya, halüsinasyonlar, dairesindeki canavarlar falan. | Open Subtitles | حالة جنون الارتياب ، حالة هلوسة ، وجود وحوش في شقته |
| Bu türde bir ilaç tedavisini aniden bırakma kesin surette hezeyan ve Paranoya ataklarına yol açabilir. | Open Subtitles | التوقف المفاجئ لهذا النوع من الأدويه\ قد يقود بالتأكيد الى نوبات من التوهم و جنون الارتياب |
| Büyük bir Paranoya dönüyor buralarda. | Open Subtitles | هناك طبقة سميكة من السحاب على جنون الارتياب الذي يحدث |
| Bu Paranoya halin beni korkutuyor ve kendimi bununla baş edecek kadar güçlü sanıyordum. | Open Subtitles | جنون الارتياب هذا يخيفني، واعتقدت أنني قوية بما يكفي للتعامل مع ذلك ولكنني .. |
| Paranoya sürekli haklı olmanın diğer bir ifadesi. | Open Subtitles | جنون الارتياب هو المنتوج من كوني دائماً على حق |
| Onlarda bu felç edici karanlıkta tek başına homurdanmana sebep olacak Paranoya yok. | Open Subtitles | هما لا يعانيان جنون الارتياب المدمر. ذلك النوع الذي يتركك تتمتم إلى نفسك في الظلام سائلًا: |
| Paranoya bile yapabilir. | Open Subtitles | يبدو لك أن جنون الارتياب أصابها |
| Paranoya. İyi bir mal olmalı. | Open Subtitles | جنون الارتياب لا بد أنه نوع جديد |
| Paranoya tüm dünyanın size karşı olduğunu düşündüren mantıksız duygudur. | Open Subtitles | .... جنون الارتياب هو الشعور الغير منطقى |
| Ama birisinin gerçekten de peşinizde olduğunu keşfettiğinizde bu artık Paranoya değildir. | Open Subtitles | لكنه ليس جنون الارتياب عندما ..... تكتشف ان هناك شخص يسعى حقا لأسقاطك |
| paranoyak olduğunu unutmuştum. | Open Subtitles | ها أنت ذا لقد نسيت أنك تعاني من جنون الارتياب |
| Sonunda sağcı paranoyası bir işe yaradı. | Open Subtitles | وأخيراً جنون الارتياب من اليمين الذي يعانيه يؤتي ثماره. |