Adeta suyun sıkışması gibi evrenin matematiğini birleştirmek için çabalarını sundukları yerdi. | Open Subtitles | و عند هذه المرحلة جهودهم لتوحيد رياضيات الكون لم تحرز أي تقدم |
çabalarını dört yetişkin yavrusu olan bir dişinin bölgesinde yoğunlaştırdılar. | Open Subtitles | كثّفوا جهودهم في منطقة أنثى و جرائها الأربع مكتملي النمو |
Ve birlikte hazırlamış oldukları bu antlaşma cesur çabalarının meyvesidir. | Open Subtitles | والمعاهدة التي أنشؤوها سوية تمثل ذروة جهودهم الباسلة |
çabalarının işe yaraması an meselesiydi. | Open Subtitles | انها فقط مسألة وقت قبل ان يجنوا ثمار جهودهم |
Bu birçok açıdan davranışlarını ilerletiyor iyileşme gayretlerini ortaya koyuyor. | Open Subtitles | إنه ذلك السلوك التدريجي بعدة طرق يمكنه أن يكشف عن جهودهم للتعافي |
Artık savaşma gayretlerini kaybetmiş durumdalar ve bu yüzden pazarlık masasına oturmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | لم يعد لديهم القدرة على مواصلة جهودهم الحربية, وهذا أجبرهم للجلوس على طاولة المفاوضات. |
Peki geriye kim kaldı? Çalışanlar, işbirliğinin eksikliğini kendi aşırı bireysel çabalarıyla, telafi etmek zorunda kalacaklar. | TED | إذاً من بقي؟ الموظفين، المجبرين على تعويض النقص في التعاون من خلال جهودهم الفردية الجبارة. |
Bu vakfı, MoKA'nın çabalarında yalnız olmadığını bilmesi için kurduk. | Open Subtitles | نحن بدأنا هذه المؤسسة لندع (موكا) تعلم انهم لايقفون لوحدهم في جهودهم التي يبذلونها |
çabalarını övüyoruz, mesela diyoruz ki, "Bu konuda ne kadar çalıştığın belli oluyor." | Open Subtitles | نشكرهم على جهودهم مثل ، أستطيع أن أرى ما بذلته من جهد على هذا |
Kötü haber şu ki, insanların performansını göz ardı etmek çabalarını gözlerinin önünde imha etmek kadar kötü. | TED | الأخبار السيئة أنّ إهمال إنجازات الأفراد هي تقريباُ بسوء تقطيع جهودهم أمام أعينهم . |
Şimdiye kadar bilim insanları tüm çabalarını çok karizmatik, çok tehlikeli hayvanların üzerinde topladı: engerek yılanları ve kobralar veya akrepler ve karadullar. | TED | إلى الآن، ركز العلماء جهودهم على الحيوانات الخطرة... الأفاعي والكوبرا أو العقارب وعنكبوت الأرملة السوداء. |
Ordu bağlantılarımın çoğu, çabalarının halka bildirilmesinden hoşlanmıyor. | Open Subtitles | حسنا ، الكثير من معارفي العسكريون لا يحبون الكشف عن جهودهم على الملأ |
Ben sadece insanoğlunun kendi çabalarıyla elde ettiği şeylerin Ona mal edilmesinden bıktım. | Open Subtitles | لكن الأمر فقط أنني سئمت من نسبة كل الفضل إليه فى جميع الأمور التي يحققها البشر بفضل جهودهم وعزمهم |
Çok az sayıda kişi kendi çabalarıyla dönmeyi başardı. | Open Subtitles | [هناك عدد صغير من الناس عن طريق جهودهم الخاصه ] |
"...yiğitçe çabalarında ölüm yakındı..." | Open Subtitles | "... . وموت وشيك في جهودهم الجريئة" |