ويكيبيديا

    "جواهر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mücevher
        
    • mücevherler
        
    • mücevherleri
        
    • takılarını
        
    • taş
        
    • elmas
        
    • mücevheri
        
    • mücevherlerin
        
    • mücevherlerimi
        
    • mücevherlerinden
        
    • takı
        
    • takılar
        
    • kuyumcu
        
    • pırlanta
        
    • mücevherini
        
    mücevher almayacak umursamadığımı düşünmesine izin veremem. Open Subtitles أننى لم أهتم بها بما يكفى لأذهب الى بائع جواهر حقيقى
    Üstelik mücevher hırsızı ya da aslan terbiyecisi olduğumu söylememe rağmen. Open Subtitles حتى عندما لا أدعي ان أكون لص جواهر .. أو مروض أسود
    Nakit ve mücevher almamaya çalış! Nazileri biliyorsun. Open Subtitles لا تحاولي جلب أي أموال نقدية أو جواهر معك
    Bunların yanında Londra Kulesi'ndeki mücevherler incik boncuk sayılır. Open Subtitles هذه هنا تصنع جواهر فى برج لندن تبدو مثل إرث عائلى رخيص
    Sanat eserleri, dünyaca meşhur mücevherler, hatta altın külçeleri istemiş. Open Subtitles هو يُطْلَبُ قطعة فنيةَ، جواهر مشهوره، او ذهب.
    Müşterilerimin taktığı tüm mücevherleri ellerimle yaptım ben. Open Subtitles لقد قمت بتصميم حرفي لكل قطعة جواهر يرتديها عملائي حسناً أيها الكبير
    Missy, Sissy, Chrissy, ve ben uluslararası mücevher hırsızlarıyız. Open Subtitles ميسى , سيسى , كريسى , وانا سارقوا جواهر عالميين
    Bay Doyle, bu yolculukta eşinizin yanında değerli mücevher var mıydı? Open Subtitles قل يا سيد دويل, هل زوجتك معها جواهر قيًمة على المركب ؟
    İpekten tayyör, bir sürü mücevher. Open Subtitles معطف من الحرير وأطنان من جواهر ضعف مالدي البابا
    Sizi Çarşamba gününe kadar mücevher Suitine kaydettik. Open Subtitles لقد حجزنا في جناح جواهر إلى يوم الأربعاء
    Milyonlar değerinde inci, elmas ve mücevher çalar. Open Subtitles يسرق الألماس، اللؤلؤ و جواهر تُقدر بالبلايين
    Ne zaman annesiyle yemek yesem sonraki gün mücevher alıyor. Open Subtitles كل مرة أتعشى مع أمه اليوم التالي يأتيني جواهر
    2,000'den fazla altın, kaymaktaşı, lacivert taş ve binlerce yıl önce ustaların yaptığı kıymetli mücevherler. Open Subtitles أكثر من عشرون ألف قطعة فنية مشغولة من الذهب والمرمر جواهر نفيسة قام بعملها مجموعة من الصناع المهرة
    Ve başarırsanız, gökyüzü kararacak ve havadan paha biçilmez mücevherler yağarak dünyanızı dolduracak. Open Subtitles و أذا نجحتم، السماء ستظلم و تمطر جواهر لا تقدر بثمن و ستملئ عالمكم
    Prens'in mücevherleri Ramat'tan dostları tarafından kaçırıldıysa eninde sonunda Prenses'e verilecekti. Open Subtitles إذا تركت جواهر أمير ً رام الله ً في أيد صديقة عاجلا أم آجلا سيقدمونها للأميرة
    Gelmemişti, çünkü Prens Ali Yusuf'un mücevherleri Ramat'tan nasıl kaçırdığını kimse bilmiyordu. Open Subtitles أن لا أحد علم بالضبط شكل جواهر الأمير ً علــي يــوسف ً التي هربت خارج ً رام الله ً
    Emin olamayız, ama karınızın bazı takılarını ve başka şeyleri çaldığını düşünüyoruz. Open Subtitles نحن لانستطيع التأكد,ولكننا نظن انه سرق بعض جواهر زوجتك وبعض الأشياء الأخرى
    Başkalarının yontulmamış kalas dediği çocukları kıymetli taş olarak gördü. Open Subtitles حينما رأى بعض الأشخاص الفتية صلبين, كان يراهم جواهر ثمينة.
    Ben hapse girecek olan uluslararası bir elmas hırsızıyım. Open Subtitles انا سارقة جواهر عالمية التى ستواجه السجن فى الحال
    Dört paha biçilmez mücevheri, pulların arasına saklamak çok akıllıca. Open Subtitles ذكاء كبير منها ان تضع اربع جواهر لاتُقدّر بثمن وسط مجموعة زائفة مثبتة بالصمغ
    Hem kocanızdan kurtuluyor hem de aslında kaybetmediğiniz mücevherlerin karşılığında sigortadan para alıyorsunuz. Open Subtitles تتخلصي من الرجل العجوز الآن يمكنك جمع أموال التأمين لقاء جواهر لم تفقديها من البداية
    Aile mücevherlerimi sana verebileceğimi biliyordum. Open Subtitles كنت دائماً أظن بأنك تتعامل مع جواهر العائلة اذا التحدث
    Ev sahibemiz, Bayan Sutton, sahip olduğu hazinenin en önemli parçalarından birini, en ünlü Sutton mücevherlerinden birini, açık artırmaya koydu. Open Subtitles مضيفتنا، السيدة ساتن، يرفع للمزاد أحد أكثر عزيزها الأملاك، أحد المشهور جواهر ساتن.
    Bu oranlar merminin takılık gümüşten yapıldığını gösteriyor. Ve takı amaçlı gümüş yüksek erime sıcaklığına sahiptir. Open Subtitles ممتلكات عناصر متوافقة مع جواهر فضة مسبوكة
    Keçeli kalem, renkli kağıtlar ve takılar hazır ve düşündüm ki hepimiz "Sue ve Babası'nın Yazı" kitabı için.. Open Subtitles لدي أقلام ,ستنسيل و جواهر ظننت أنه بإمكان كلاً منا تزيين صفحة
    Şehrimizin büyük bölümü kuşku içinde kalmaya devam ederken Postis dün gerçekleşen kuyumcu soygununu bir köpeğin engellediğinin arkasında duruyor. Open Subtitles بينما اكثر مدينتنا يشكون بالامر المركز يصمم على قصته بأن كلب قام باحباط محاولة سرقة محل جواهر بالامس
    "Saçınızdan pırlanta yapabilirim." Open Subtitles "يمكنني أن أحول شعرك الى جواهر
    Ve hayayolları için çalışan insanların işlerini korumak için, ve de müzik şirketi için çalışan insanların işlerini korumak için, Aile mücevherini satmak zorundaydım ki havayollarını koruyayım. TED و من أجل أن أحافظ على وظائف الناس التى تعمل فى شركة الطيران, و أيضا حماية الوظائف فى شركة التسجيلات, إضطررت لبيع جواهر أسرتى لإنقاذ شركة الطيران.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد