Bagajındaki battaniyeyi yanıma aldığım iyi olmuş. | Open Subtitles | وضعيةٍ جيدةٍ للجلوسِ بها على الأرضِ رائع لديَ تلك البطانيةِ من صُندوقك |
Evimde tatlımla beraber soğuk bir birayı ve iyi bir maçı yeğlerim. | Open Subtitles | فأنا سعيدٌ بتواجدي في المنزلِ بصحبةِ فتاتي وبيرةٍ باردةٍ أثناءَ مشاهدةُ مباراةٍ جيدةٍ على التلفاز |
Kemiklerin çok iyi. Kan testin de. | Open Subtitles | عظامكَ جيدةٍ والتحاليل أيضاً أنتَ تمتلك إشعاع في جسدك |
- iyi görünüyorsun. - Sağ ol, Bay Rittenhauer. | Open Subtitles | . تبدو في حالةٍ جيدةٍ يا ولد . " شكرًا لك يا سيد " ريتناور - |
Teşekkürler Danny. iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | . " شكرًا لك يا " داني . تبدو بحالةٍ جيدةٍ يا رجل |
Dışarıdan iyi falan gözüküyor ama son birkaç haftadır kabuslar görüyor. | Open Subtitles | أعني إنه يظهر نفسه بحالٍ ...جيدةٍ ولكن تراوده كوابيس خلال الاسابيع القليلة الماضية |
Elimizde iyi bir DNA örneği vardı ama, CODIS sisteminde eşeleşme bulunamadı. | Open Subtitles | حصلنا على عينةٍ جيدةٍ من الدم، لكن لا يوجد تطابق لدى "نظام الدم المُجَمع". |
Elimizde iyi bir DNA örneği vardı ama, CODIS sisteminde eşeleşme bulunamadı. | Open Subtitles | حصلنا على عينةٍ جيدةٍ من الدم، لكن لا يوجد تطابق لدى "نظام الدم المُجَمع". |
Bayan Orlovsky çok iyi biridir. | Open Subtitles | يالكَـ من شخصٍ ذو سماتٍ جيدةٍ يا #سيد أورلوفسكي# |
Onun için böylesi daha iyi olmuştur. | Open Subtitles | لابد من وجود ميزةٍ ما جيدةٍ فيه. |
Ölünün arkasından konuşmak iyi bir ilk izlenim bıraktırmıyor, Bayan Wesley. | Open Subtitles | حسناً, إنَّ التحدثَ عن مساوئ الموتى ليست بطريقةٍ جيدةٍ لتتركي بها إنطباعاً أوليّاً مميزاً يا (سيدة ويلسلي) |
Böyle düşünmeyin Bayan Bazia. Artık sağlığınız iyi durumda. | Open Subtitles | لا تفكري بهذا، سيدة (بازيا) أنتِ بصحةٍ جيدةٍ الآن |