Çok iyi bir görüşünüz yoksa, bir tanesini görmek oldukça zor. | TED | ومن الصعب رؤية إحداها إلّا لو كان لديكم نظر جيد جداً. |
Çok iyi. Şu uzun boylu adamı daha önce görmüş olabilir misiniz? | Open Subtitles | جيد جداً , هل تقولي بأنكِ رأيت هذا الوغد الطويل من قبل؟ |
Oradan gelip geçenler Çok iyi, çok yurtsever bir eylemde bulunmuşlar. | Open Subtitles | جيد جداً . عمل جيد قام به المواطنوان الذي مروا بجانبه |
Şimdi dudaklarımızı ısındıracağız ve ba, ba, ba, ba, ba diyeceğiz, ba, ba, ba, ba. Çok güzel. | TED | والان تقوم بإحماء الشفتين سأقوم بعمل أصوات مثل با ، با، با، با، با با، با، با ، جيد جداً |
Açık arttırmamızda sizin için Harika tablolarımız var, ve Çok güzel bir amaç için, vereceğiniz paralar işitme cihazı almak için kullanılacak. | TED | في مزادنا العلني لدينا بعض اللوحات الرائعة لكم, لأجل سبب جيد جداً, المال الذي ستعطوننا سوف يستعمل لشراء أدوات السمع. |
Çok iyi. Ama plana ihtiyacın var. Kaygılı olduğunu biliyorum Buffy. | Open Subtitles | هذا جيد جداً عل أيه حال , أنت تحتاج إلى خطة |
sebebi Çok iyi veya çok kötü bir şey oluyor. | Open Subtitles | إذا نَحتاجُ سريةً هو أمّا جيد جداً أَو سيئ جداً. |
Ralph, senin Çok iyi olduğunu söyledi. Çabuk öğrendiğini söyledi. | Open Subtitles | رالف قال بأنك تعمل بشكل جيد جداً ، وتعلمت رسيعاً |
Çok zamanımı aldı, o kadar Çok iyi olan vardı ki... | Open Subtitles | و أحسست بأني سأبقى أختار بينها للأبد لأن بعضها جيد جداً |
Bir baş eğme iyi. İki baş eğme Çok iyi. | Open Subtitles | ثمة درجات، إيماءة واحدة تعني جيد، وإثنتان تعنيان جيد جداً |
Neden gerçekten Çok iyi bir şarkıcı olduğuma inanıp, geçmiyorsun? | Open Subtitles | ألا يُمكنك فقط الثقة بأنني فعلاً مغنٍ جيد جداً جداً؟ |
Ya evli oluyorlar ya da Çok iyi bir sebepten dolayı evlenmemiş oluyorlar. | Open Subtitles | إنهم إمّا متزوجون أو أن لديهم سبب جيد جداً لا يريدون الزواج بسببه |
Ondan kurtulmak senin için Çok iyi ve çetrefilsiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | سوف يكون جيد جداً وامر غير معقد بالنسبة لك لكي تتخلصي منها |
- İngilizce biliyorsun. Anlıyorum. - Çok güzel. | Open Subtitles | تستطيع أن تتحدث الأنجليزية , فأنا أفهمها جيد جداً , انا ضابط إنجليزى |
Çok güzel olur. Hayır, sağol. Bu zıkkıma asla dokunmam, asla. | Open Subtitles | هذا جيد جداً أحد الأمور التي يجب أن تعرفها عني ياعزيزي... |
Tam karşıya bak. Kımıldama. Çok güzel. | Open Subtitles | انظري الى ماوراء الافق لا تتحركي، جيد جداً |
Yakaladık Çok güzel onu canlı tutun. | Open Subtitles | ، جيد ، جيد جداً أبقوه منتظراً ، سأعاود الإتصال بكم |
2200 yil öncesi için Oldukça iyi bir sonuç bu. | Open Subtitles | و ذلك استنتاج جيد جداً بالنسبة الى 2200 سنة مضت. |
Bu gayet iyi olmuş bununla hayatınızı kazanabilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً، يبدو جيد جداً أنتم يا فتيه عليكم فعل هذا لتعيشوا |
Aferin, çocuklar. Hadi yemeğe gidelim. | Open Subtitles | ممتاز يا شباب جيد جداً لنذهب للمنزل ونتناول بعض الغداء |
Pekala. Mahkeme bir hüküm için erteleniyor. | Open Subtitles | جيد جداً , هذه المحاكمة سيتم تأجيلها حتى النظر لشأنها |
# Ama her şekilde Harika bir adam oldu # | Open Subtitles | ? لكنه تحول إلى شخص جيد جداً بكل الطرق ? |
Pekâlâ. Polis şefinden duyduğuma göre Himmler bu akşam tutuklanman için emir çıkartmış. | Open Subtitles | جيد جداً ـ ـ لقد سمعت من رئيس الشرطة هذا المساء ـ ـ |
Öfkeli ama sakin. Çok iyiydi. | Open Subtitles | حسناً ذلك يشير للغضب لكن بطريقة هادئة جيد جداً |
İlacınız o kadar iyi ki sizinkiler, üzerine yüzde altı yüz zam koyuyorlar. | Open Subtitles | هو بأن مخدرك جيد جداً لأن الرجال مضوا وغيروا 600 بالمئة زيادة عليه. |
Sen çok iyisin. Patrona söylemeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | أنت جيد جداً أنت لَنْ تُخبرَ سيدتي، أليس كذلك؟ |
Bu iyi, gerçekten iyi. Demek ki hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | هذا جيد, جيد جداً إنك لن تموت من دون حقيبتك |
Ben Baltimore'luyum ve Çok iyi yengeç çiğnerim. | TED | ترعرت في بالتيمور، وأمضغ السراطين بشكل جيد جداً. |