Fakir bir ülkeden geliyor, ...ama Orada iyi bir eğitim almış. | Open Subtitles | لقد أتت من بلد فقير لكنها حصلت على تعليم جيد هناك |
Görünüşe göre Orada iyi iş çıkarıyormuş. | Open Subtitles | نعم , يبدوا وكأنه يبلي بشكل جيد هناك |
Orada iyi bir kalabalık toplayıp, McDermott'ı Abe Lincoln kıyafetiyle sahaya indirecektik. | Open Subtitles | جلبنا جمهور جيد هناك وكنا سنقوم باسقاط "ماك ديرمت" من الطائرة مرتدياً مثل "آب لينكولن" |
"Ping" diye bir vızıltı duydum. Sonra kahrolası alet çıngırdadı. Düşmek için her yerden daha güzel bir yer gerçi. | Open Subtitles | لقد سمعت صوت رنين تلك المعدات اللعينة هذا جيد هناك العديد من الاماكن لتسقط فيها |
Orada da güzel bir bataklık olmalı. | Open Subtitles | لديهم مستنقع جيد هناك , صحيح ؟ |
Orada çok güzel biryer var. | Open Subtitles | يوجد فندق جيد هناك |
Orada iyi bir iş yaptı İyi bir iş yaptı | Open Subtitles | قمت بعمل جيد هناك قمت بعمل جيد |
Orada iyi iş çıkardın. Teşekkürler. | Open Subtitles | لقد قمتِ بعمل جيد هناك - شكرا - |
Orada iyi iş çıkaracaksın. | Open Subtitles | ستقوم بعمل جيد هناك |
Orada iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | عمل جيد هناك. |
Güzel. Bir parti daha iniyor. | Open Subtitles | شيء جيد هناك حمولة أخرى آتية |
Şef'im bana güzel bir yer buldu. | Open Subtitles | رئيسي وَجدَ لي عمل جيد هناك. |
güzel bir şey yok mu? | Open Subtitles | اى شئ جيد هناك ؟ |
İçinde her zaman güzel bir şeyler olur. | Open Subtitles | هناك دائماً شيء جيد هناك |
Orada çok güzel biryer var. | Open Subtitles | يوجد فندق جيد هناك |