Endişelenmeye gerek yok. Bu çocuklara iyi bakılıyor. | Open Subtitles | ليست هناك حاجة للقلق هؤلاء الأطفال يهتمّ بهم حسنا |
Yani Endişelenmeye gerek yok. | Open Subtitles | .لذا لا حاجة للقلق |
Millet endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | أيها الناس , ليس هناك حاجة للقلق |
Benim için endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لا حاجة للقلق حيالي |
Telaşa gerek yok. Kolayca öğrenirim. Ama BlackBerry tercihimdir. | Open Subtitles | لا حاجة للقلق ينبغي أن أكون متناسباً مع هذا أفضل البلاك بيري مع هذا |
Mavi onların çalıştıklarını gösteriyor -- Endişeye gerek yok. | TED | اللون الازرق يعني انه يعمل عليه -- لا حاجة للقلق |
Ama, artık hayatımın belli bir yerine geldiğime göre bence endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا، في هذه المرحلة من حياتي لا أعتقد أنك في حاجة للقلق |
Endişelenmeye gerek yok, çünkü... | Open Subtitles | لا حاجة للقلق ، لأن... . |
Endişelenmeye gerek yok. | Open Subtitles | لا حاجة للقلق. |
Yani artık endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لم تعد هناك حاجة للقلق الآن |
endişelenmenize gerek yok efendim. | Open Subtitles | لا حاجة للقلق سيدتي |
- endişelenmenize gerek yok o zaman. | Open Subtitles | -إذن ليس هناك حاجة للقلق |
Telaşa gerek yok, Tuzik'le fevkalade iyi anlaştık. | Open Subtitles | لا حاجة للقلق. توزيك وأنا نتقدّم بشكل رائع |
Telaşa gerek yok. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة للقلق. |
Endişeye gerek yok. Çok lezzetli. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة للقلق فهو لذيذ |
Endişeye gerek yok sevgili Piers. | Open Subtitles | لا حاجة للقلق عزيزي (بيار) |
Ama, artık hayatımın belli bir yerine geldiğime göre bence endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا، في هذه المرحلة من حياتي لا أعتقد أنك في حاجة للقلق |