Acıkan ve canı acıyan insanlar sıkıntılarını belirtiyorlar, yardıma olan ihtiyaçlarını duyuruyorlardı. | TED | الناس الذين كانوا جوعانين ومصابين كانوا يبثون محنتهم، كانوا يبثون حاجتهم للمساعدة. |
- Diğer yandan beslenme ihtiyaçlarını etkisiz hale getirmekte başarılı olursak bütün nüfuslarını tedaviyi isteyerek olmaları konusunda ikna edebiliriz. | Open Subtitles | إذا نجحنا في القضاء على حاجتهم للتَغْذية قد نتمكن من إقناعهم لأَخْذ العلاج عن طيب خاطر |
Onlara yalan söyledin. İlgi ihtiyaçlarını sömürdün-- bu zalimce. | Open Subtitles | كذبت عليهم واستغليت حاجتهم للانتباه، ذلك فعل قاسٍ! |
İnciler, sevgi için onların ihtiyacını ifade ediyor | Open Subtitles | إنّ اللآلئ تظهر حاجتهم للحبّ |
İnciler, sevgi için onların ihtiyacını ifade ediyor | Open Subtitles | إنّ اللآلئ تظهر حاجتهم للحبّ |
Ayrıca kakalarını da ortalık yere yapıyorlar! | Open Subtitles | ويقضون حاجتهم في العلن كان عليّ أن أغض بصري |
Green City İnşaat'a ihtiyaçlarından fazla Frostburg'lu çalıştırmaları için baskı yaptım. | Open Subtitles | أنا ضغطت على شركة "جرين سيتى" العقارية. لإستأجار المزيد من العاملين بـ"فروستبرج" بعدد زيادة عن حاجتهم... |
Yaptığım algoritmaları kullanarak ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyorlar... | Open Subtitles | إنهم يخططون لاستخدام ... لوغاريتماتي لتوفير حاجتهم |
Eğer bu yolculuk kendi planlarınızı engellediyse üzgünüm ama umutsuzca tıbbi yardım bekleyen vatandaşlarınızı düşünecek olursak kendinizinkiler, yerine onların ihtiyaçlarını düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | آسفة لو أن هذه الرحلة تقاطع خِططك الكبرى لنفسك ولكن بالنظر إلى أن رجال بلدك في حاجة ماسة للمساعدة الطبية، ربما عليك التفكير في حاجتهم بدلاً من رغباتك أنت |
İnsanlar kakalarını ellerine yapsalar daha iyi olur. | Open Subtitles | اعتقد ان الناس سيكونون في وضع افضل لو انهم فقط قضوا حاجتهم في ايديهم |
Genişlemeye olan ihtiyaçlarından. | Open Subtitles | "عن حاجتهم الى التوسع" |