Papazınız yanında olmamış ama ben yanındayım. | Open Subtitles | لم يكُن قِسكَ حاضراً ليقفَ بجانبك، لكني كذلك |
Ebeveyninin yanında olması gerekir. Oğlumun yanında olmak istiyorum! - Ne hissettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | يجب أن يكون احد والديه حاضراً معه أريد أن أكون مع ولدي |
Evet. Havari John Mark kıyamet mesajını iletirken ben de oradaydım. | Open Subtitles | نعم, لقد كنت حاضراً لسماع القديس يوحنا مرقص يسلم رسالته لنهاية العالم. |
Hayır, oradaydım. Ama seni hiç gördüğümü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا، كنتُ حاضراً لا أذكر أنّني رأيتك، مع ذلك |
..bizi tanımıyor, ama o an oradaydı. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي لا نعرف من هو كان حاضراً بهذا المكان |
Bu kişi yanımda olsa ve müsait olsa gerçekten harika olurdu. | Open Subtitles | لكن سيكون من الأفضل لو كان هذا الشخص حاضراً و موجوداً |
Bugün birçoğunuzun buraya gelme sebebi de bu, her zaman yanınızda olan bu adama bir hoşçakal demek. | Open Subtitles | لهذا اتى الكثير منكم اليوم ليقول وداعاً لرجل كان حاضراً دائماً لمساعدتكم |
Kemo tedavisi gerekirse, ve eğer saçlarını kaybederse hep kusarsa falan, yanında sen olacaksın. | Open Subtitles | إذا اضطرت لإجراء العلاج الكيماوي، فقدان شعرها، التقيؤ وما شابه، ستكون أنت، حاضراً بجانبها |
İlk mahkeme celbinde yanında olacak mıyım? | Open Subtitles | هل سأكون حاضراً في أول استدعاء قضائي له؟ |
Babam bana bunu verdi çünkü özel olduğumu düşünüyordu. Ben ise bana ihtiyacı olduğunda yanında değildim. | Open Subtitles | أبي أعطاني هذه رمزاً لحبّه لي، ولم أكُن حاضراً عندما احتاج إليّ. |
Doğduğunda yanında bile değildim biliyorsun. | Open Subtitles | أنتى تعرفين, أننا حتى لم أكن حاضراً لحظه ولادته |
Evet, yanında avukat olmadan sorgulamış ilaçlarından mahrum etmiş ve sahte bir cinayet suçlamasından geceyi burada geçirtmiş olmanıza rağmen evet. | Open Subtitles | نعم, حقيقة أنك قمتي بإستجوابه, من غير أن يكون المحامي الخاص به حاضراً ورفض حقه بتناول الأدوية الخاصة به |
Ben mi? İlk sahnesinde oradaydım. | Open Subtitles | أنا، لقد كنت حاضراً في أول مرة صعد إلى المسرح |
Bunu kazandığında oradaydım. Gurur verici. | Open Subtitles | لقد كنت حاضراً عندما فزت بهذه، يجب أن تكون فخوراً |
İlk tanıştıklarında oradaydım. | Open Subtitles | كنت حاضراً عندما ألتقيا لأول مرة |
Susan, ben de oradaydım. Adamı tam anlamıyla zorladın. | Open Subtitles | "سوزان" ، لقد كنت حاضراً حينها لقد أجبرته على الزواج منها |
Seni kızıl saçlı İskoç'la bulduğumuzda oradaydı. | Open Subtitles | كان حاضراً عندما وجدناك مع تلك الاسكتلنديّة الصهباء |
Ama o oradaydı. | Open Subtitles | لكنه كان حاضراً |
Şerif'in de yanımda olmasını ve kamptan çıkana dek... bana eşlik etmesini istiyorum. | Open Subtitles | أرغب في أن يكون العمدة حاضراً أثناء توقيعي وأن يرافقني من المعسكر |
Sen yanımda yokken bebeği kaybetsem ne yapardım bilmiyorum. | Open Subtitles | أجهل ما كنتُ لأفعل لو أنّي فقدتُ الطفل ولم تكن حاضراً |
Aklında olsun, öğrencilerimden biriyle konuşmadan önce ben veya çalışanlarımdan birinin yanınızda olması gerekiyor. | Open Subtitles | خذ بالإعتبار أنه عليّ أو على أحد الموظفين لديّ أن يكون حاضراً ... قبل تحدّثكَ لأيّ طالب لدينا |
Sen de oradaydın. | Open Subtitles | كنتَ حاضراً. |