Patlamanın merkezi konferans masasının altıymış. minivan büyüklüğünde bir krater oluşmuş. | Open Subtitles | موضع الإنفجار كان تحت طاولة الإجتماع صنعت للوضع تحت حافلة صغيرة |
Patel, geçen hafta minivan denedi. | Open Subtitles | كما ان باتل اختبر قيادة حافلة صغيرة الأسبوع الماضي |
- Ne? Karın bir minivan deniyorsa o minivanı alıyorsun demektir. | Open Subtitles | عندما تقول زوجتك بأنك ستختبر قيادة حافلة صغيرة |
Bir sabah minibüse doluşup Derry'e doğru yola çıkmıştık. | Open Subtitles | و لقد كنا جميعا في حافلة صغيرة متوجهين نحو ديري في الصباح |
Acıkınca da zemini cips kaynayan bir minivanda olacaksın. | Open Subtitles | ووكلما كنت جائعا، سوف تكون في حافلة صغيرة مع تشيريوس في جميع أنحاء الأرض. |
Benim karım minivanın dışında bekliyor. | Open Subtitles | ينتظرون خارج زوجتي في حافلة صغيرة. |
Kuzeni şehire bir saatlik mesafede küçük bir otobüs şirketinde çalışıyor. | Open Subtitles | قريبهُ يعمل في محطةِ حافلة صغيرة بحوالي ساعة خارجَ المدينة |
Sonrasında bu minivan sağımıza geçti ve sonra bum! | Open Subtitles | وبعدها كان هناك حافلة صغيرة دفعتنا إلى جانب الطريق |
Köpeğim siyah bir labrador ve arabam Honda Odyssey minivan. | TED | كلبي لابرودر أسود وأقود حافلة صغيرة "هوندا اوديسي" |
Böyle minivan park edilir işte. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي حديقة حافلة صغيرة. |
- Bu bir minivan. - Hmm. | Open Subtitles | أنها حافلة صغيرة |
Bunun yerine bir minivan alsaydın ya. | Open Subtitles | لم لم تقد حافلة صغيرة |
Bir sabah minibüse doluşup Derry'e doğru yola çıkmıştık. | Open Subtitles | و لقد كنا جميعا في حافلة صغيرة متوجهين نحو ديري في الصباح |
Bir minivanda ölecek değilim. | Open Subtitles | أنا لا سيموت في حافلة صغيرة. |
Bu küçük bir otobüs! | Open Subtitles | إنها حافلة صغيرة |