| Ama Roma ve Ortaçağ dönemlerinde yalınayak dolaşmak fakirliği temsil ederdi. | Open Subtitles | لكن عند الرومان و في العصور الوسطى المشي حافيا علامة للفقر |
| Evlenmezsem, Porto Riko'da çocuklar yalınayak kalacakmış gibi! | Open Subtitles | إذا لم أتزوجها، فهناك فتى في بورتوريكو سيجري حافيا |
| Tarihi olarak kimilerine göre yalınayak dolaşmak göstermelik bir dindarlıkken, kimilerine göre-- | Open Subtitles | تاريخيا تقرير المشي حافيا كان يعتبر من طرف البعض مقدسا |
| Bu adamların etrafta yalın ayak dolaştığını hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك التصور اي من هؤلاء يركض حافيا ؟ |
| Yol çakıllıydı, ve eve çıplak ayakla dönmek istemedi. | Open Subtitles | كانت في الطريق احجارا صغيرة لم يرد ان يرجع للبيت حافيا |
| Bir yaz sabahında geç kalkmak ya da günbatımında kumsalda yalınayak yürümek. | Open Subtitles | أنه النوم متأخرا في صباح صيفي, أو المشي حافيا على الشاطئ وقت الغروب. |
| Görünüşe göre birileri parkta yalınayak dolaşıyor. | Open Subtitles | يبدو ان احدهم يسير حافيا في الحديقة |
| Ayakkabısına. Kaybeden evine yalınayak gider. | Open Subtitles | أحذيتنا، الخاسر سيمشى إلى بيته حافيا. |
| İnsanın canı içinde yalınayak koşmak istiyor değil mi? | Open Subtitles | ألا تريد ان تجرى خلالها حافيا |
| Hem de yalınayak. | Open Subtitles | حافيا ذلك واقع |
| Katil ve kurbanın ikisi de yalın ayakmış. | Open Subtitles | القاتل والضحية كانا كلاهما حافيا |
| Ayakkabılarını. O da yalın ayak. | Open Subtitles | احذيته ، كان حافيا ايضا |
| Çünkü buraya kadar gelebilmek için yıllardır çıplak ayakla kırık camların üzerinde yürür gibi yürüdüysek onca olanlardan sonra bunu kutlamamız gerek. | Open Subtitles | لأنّه سيبدو كما لو أنّنا نسير على زجاج مُحطّم، حافيا القدمين، لسنوات لنصل إلى هذه النقطة. علينا أنْ نحتفل بعد كل هذا... |