Ama bir ulus için her zaman savaşta olmak iyi değil. | Open Subtitles | لكن ليس جيد أن تكون الأمة دائما في حالة حرب |
1914'ten beri Almanya'yla savaşta olduğumuzu bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | أنت لا تَعْرفُ بأنّنا كُنّا في حالة حرب مَع ألمانيا منذ 1914؟ |
Şu an savaştayız. Kutsal bir savaştayız ve kuşatma altındayız. | Open Subtitles | نحن في حالة حرب و حرب مقدسة ونحن تحت الحصار |
Bizim gemimiz bir düşman gemisiydi, sonuçta şu an savaştayız! | Open Subtitles | سفينتنا كانت سفينة عدو. مع ذلك، نحن في حالة حرب! |
savaş durumunda olsaydık uyarı verme aşamasını es geçer derhal bize saldırırdı. | Open Subtitles | ان كنا فى حالة حرب كان سيتجاوز الانذار و يهاجمنا فى الحال |
Bay Başkan... şu anda Ruslarla savaşa girmek üzereyiz. | Open Subtitles | سّيدى الرئيس نحن الآن شريك فى حالة حرب مع الروس |
Sürekli savaşta olduğu için güvende olmamı istiyor. | Open Subtitles | يحتفظ بني في مكان أمين هو كان دائما في حالة حرب |
Şu an için önemli olan, savaşta olmamızdır. | Open Subtitles | مايهم هو اننا منذ هذه الحظة , في حالة حرب |
Washington'ın kendimizi savaşta saydığımızı bilmesini istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نريد من واشنطن أن تعلم بأننا في حالة حرب |
Bütün ülke savaşta. Niye sadece bir kişiye yardım edeyim? | Open Subtitles | البلد بأكملها في حالة حرب لماذا عليّ ان أساعد شخصا واحدا فقط؟ |
Roosevelt japonlarla savaşta olduğumuzu söylüyor. | Open Subtitles | روزفلت قال نحن في حالة حرب مع اليابانيين |
Biz zaten savaştayız. Onları bombalamalıyız. Şimdi! | Open Subtitles | نحن فى حالة حرب فعلا يجب أن نضربهم بالقنبله النوويه |
Yani, neden savaştayız onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أَعْني،أنني لا أَعْرفُ حتى لِماذا نحن في حالة حرب |
Şu an savaştayız. İnsanlara güvenmek aptallıktır. | Open Subtitles | . الأن نحن في حالة حرب , لذا من الغباء الوثوق بالناس |
İşte bu Bayanlar ve Baylar, savaştayız. | Open Subtitles | لقد حان الوقت . أيها السيدات والسادة، نحن في حالة حرب |
- savaştayız. - Evet, Kutsal Topraklar'da. | Open Subtitles | . نحن في حالة حرب . نعم ، ذلك فى الأرض المقدسة |
Zaten İranlılarla, Pers kralıyla savaş halindedir. | TED | هو بالفعل في حالة حرب مع الإيرانيين، مع ملك فارس. |
Soloveitchik insan doğasının bu iki yönünün birbiriyle savaş halinde olduğunu iddia eder. | TED | ويجادل سولوفيتشيك أن هاذين الجانبين من طبيعتنا في حالة حرب بينهما. |
Okyanuslarda, biyolojik çeşitlilik bollukla savaş içerisinde değildir. | TED | في المحيطات، لا يكون التنوع البيولوجي في حالة حرب مع الوفرة. |
Geri döndüğümde, Müttefikler, Khasinau'yla resmen savaşa girmiş olacak. | Open Subtitles | حينما أعود سيكون التحالف فى حالة حرب مع كازانو رسميا |
Bir imparatorlugu savaşın içindeyken buldum ve barışı getirdim. | Open Subtitles | وجدتُ امبراطورية في حالة حرب وجلبتُ سلاماً. |
savaştasın. "Bu kişisel değil, iş. | Open Subtitles | أنت في حالة حرب الامر ليس شخصي،انها اعمالك |
1855 yılında Kırım'da İngiltere ve Fransa, Rusya ile savaştaydı. | Open Subtitles | في عام 1855م انجلترا وفرنسا كانت في حالة حرب مع روسيا في كريميا |
- Uzakta, savaştaydım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ بعيداً في حالة حرب. |
1982'den. Iran ve Irak'ta savaştayken, | Open Subtitles | ايران والعراق في حالة حرب مع بعضها البعض ، |