Sorun baban, Yüzbaşı. Şu an hastahanede ve durumu ciddi. | Open Subtitles | إنه والدك أيتها الكابتن إنه بالمستشفى فى حالة خطرة |
Mumbai'de saldırıya uğradı. durumu ciddi. | Open Subtitles | لقد تمت مهاجمته في مومباي أنه في حالة خطرة |
Hastanede yatıyor ve durumu ciddi. | Open Subtitles | وهو في المشفى في حالة خطرة |
durumu kritik ve düşük beyin etkinliği gösterdiğinden endişelerimiz mevcut. | Open Subtitles | هو في حالة خطرة ونحن قلقون لأن نشاط دماغه منخفض |
Dr Rumack hastaların durumu kritik diyor. | Open Subtitles | إسمعْ كريمر، يَقُولُ الدّكتورَ رومك بان المرضى في حالة خطرة. |
durumu kritik, ama doktoru atlatacağını söylüyor. | Open Subtitles | أنه فى حالة خطرة ولكن الطبيب يقول أنه سينجو |
Dana'nın durumu kritik olarak belirtilmiş. Komada. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر أدرجنا دانا في حالة خطرة. |
Sanırım durumu kritik. Ameliyat için Platero'ya gönderdim. | Open Subtitles | أعتقد أنه في حالة خطرة نقلناه الى بلاتيرو ليتعالج |
Ziva! Kocasının durumu kritik. Kızı kaçırıldı. | Open Subtitles | يجب ان تعذريها زوجها في حالة خطرة وانبتها مخطوفة |
Biri arabada yanmış, biri şurada vurulup ölmüş, ikisinin durumu kritik ve şu adam bana Operadaki Hayalet'in frizbiye benzer bir şeyle... | Open Subtitles | لدينا واحد محروق وواحد مقتول بطلق نارى واثنان فى حالة خطرة وقال لى رجل ان هناك شبح من الاوبرا يرتدى قناع |
İki memur öldü, birinin durumu kritik. | Open Subtitles | مات ضابطان ، واحد في حالة خطرة |
durumu kritik. | Open Subtitles | إنه في حالة خطرة |
durumu kritik. | Open Subtitles | هو فعلاً في حالة خطرة |