durumları kötüye mi iyiye mi gitti? | TED | هل أصبحت حالتهم أسوأ ؟ هل تحسنت؟ أم ماذا؟ |
Ve durumları her ne kadar talihsiz göründüyse de kötüleşmeye daha yeni başlamıştı. | Open Subtitles | ,و لسؤ الحظ كما بدت حالتهم . كان الأمر يسوء |
Gerçi durumları şuanda sabit olmasına rağmen... derin bir şizofreni uykusundalar ve kendileri ile iletişime kurulmuyor. | Open Subtitles | ومع ذلك تبدو حالتهم مستقره الان وتبدو عليهم اشارات غريبه ولكنهم غير قادرون على الاتصال |
Zengin ülkelerde durumu gayet de iyiye giden iyileşen milyonlarca insan var, çünkü hastalığı tedavi edecek ilaçlara sahipler. | Open Subtitles | لدينا الكثير من المرضى بالدول الغنية الذين تتحسن حالتهم بشكل ممتاز لأنهم يحصلون على الأدوية لمعالجته. |
Ve bu arada, göçmenlik durumu ne olursa olsun herkese bakmakla yükümlüsünüz. | Open Subtitles | وبالمناسبة، أنت مطالب بمعالجة كل المرضى بغض النظر عن حالتهم |
Benim işim o adamların durumlarını izleyip kontrol etmekti. | Open Subtitles | عملي كان مراقبة هؤلاء الرجال السيطرة على حالتهم |
Hepsi çok kötü durumdalar. Neredeyse onlar için üzüleceğim. | Open Subtitles | حالتهم سيئه للغاية أشعر بالأسى عليهم |
Hastaların Durumlarına ve aciliyete göre sınıflandırılmasını istiyorum! | Open Subtitles | أريد تنظيم المرضى بحسب حالتهم الصحية ومدى خطورتها |
Elimizde onların katatonik durumları ile ilgili herhangi bir olumlu test sonucu yok. | Open Subtitles | لم نحصل أي نتيجة فحص ايجابية على أي سبب طبي على حالتهم |
Sağlık durumları yüzünden reddedileceklerini başvurularından anlamıştım ama o kadar mutlu olmuşlardı ki. | Open Subtitles | وعندما نظرت إلى تطبيقهم يمكن أن أخبر بأن كلاهم سيهبط بسبب حالتهم الصحية وهم كانوا سعداء جداً |
- durumları kötü. Onları dışarı çıkarmalıyız. | Open Subtitles | حالتهم قذرة، يجب أن نخرجهم من هناك سريعا |
Tutuklanan tüm İsrailliler, sağlık ve yaş durumları ne olursa olsun tutukevine götürülecekler. | Open Subtitles | جميع المعتقلين سوف يرحلون إلى مركز الأعتقال الرئيسي، مهما كانت حالتهم الصحية أو كان سنهم. |
Biz Camp X'de, fiziksel durumları zirvede olan adamları en iyinin en iyisi olarak eğitiriz. | Open Subtitles | في مخيم إكس, ندرب أفضل الأفضلية رجال في أوج حالتهم الجسدية |
durumları hakkında bilgi veremem. | Open Subtitles | ، ما هو الأمر؟ لا يمكنني أن أناقش حالتهم معك |
Az önce hastanedeydim, durumları kötüleşiyor. | Open Subtitles | لقد كنت في المستشفى، حالتهم تتدهور |
durumu değişmeyip değiştiğini sananlar da aynı şekilde. | Open Subtitles | نفس الشيء مع من حصلوا على العلاج الوهمي، لم تتغير حالتهم. |
durumu kritik olan iki kurban ameliyat masasında vefat etti. | Open Subtitles | ضحيتان ممن كانت حالتهم حارجة ماتا على طاولة العمليات. |
20 hasta kaldı. 12'sinin durumu kritik diğerlerinin durumu stabil. | Open Subtitles | بقي 20 مريضًا، 12 بحالة حرجة، والبقيّة حالتهم مستقرّة. |
Duygusal durumlarını yansıttığına inandıklarını birine. | Open Subtitles | شخص يستشعرون فيه انعكاس حالتهم العاطفية. |
Uyarı bürosu, bilgisayarlarının sinyalinin gün boyunca çok değişken olduğunu, durumlarını kontrol edemediklerini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ مكتبُ البلاغاتِ بأنَّ هنالكـَ خطبٌ ما في أجهزتهم طوالَ اليومِ ممّا منعهم من التأكدِ من حالتهم |
durumlarını öğrenmek için birini yollayacağım. | Open Subtitles | ــ لقد جعلتُ أحدهم يطمئن على حالتهم , حسناً ؟ |
Buradaki bazı insanlar gerçekten berbat durumdalar. | Open Subtitles | البعض هنا حالتهم سيئة للغاية |
Durumlarına bakarsak öldürmeyi tercih ettiğini görülüyor. | Open Subtitles | حالتهم تشير إلى أن أنه أحب أن يقتلهم |