- Bensiz daha iyi olacağını söylüyorum. - Paçanı kurtardım. | Open Subtitles | إسمع، أنت في حالٍ أفضل بدوني لقد أنقذتك للتوّ |
Benim görevde olduğum üç saat boyunca sizler aranızda iyi anlaşıp sakinleşeceksiniz. | Open Subtitles | ، خلال الثلاث ساعاتٍ التي سأغيب فيها سوف تصبحون في حالٍ أفضل ، وتُريحون رؤوسكم |
Sorun değil çünkü biz dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bir hale getirdik. | Open Subtitles | لا بأس في ذلك، لأننا تركنا العالم في حالٍ أفضل ممّا وجدناه، كما تعلم. |
Burada daha mutlu değiller mi? | Open Subtitles | فهم في حالٍ أفضل في الخارج هناك أليس كذلك؟ |
- Seni hiç bu kadar iyi görmemiştim. | Open Subtitles | -لم أرك في حالٍ أفضل من قبل في هذا الثوب؟ |
İnanın ya da inanmayın, eve geldiğimizde... bu araba bizim olduğumuzdan daha iyi bir haldeydi. | Open Subtitles | صدقوا أو لا تصدقوا، في الوقت الذي وصلنا إلى المنزل... هذه السيارة كانت في حالٍ أفضل مما كنا عليه. |
daha iyi hissedeceğini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُكَ أنّكَ ستشعر حالٍ أفضل. |
- O zamanlar finansal olarak daha iyi bir konumdaydık. | Open Subtitles | - كنا في حالٍ أفضل - من الناحية المالية في ذلك الوقت |
İnanın ya da inanmayın, eve geldiğimizde... bu araba bizim olduğumuzdan daha iyi bir haldeydi. | Open Subtitles | صدقوا أو لا تصدقوا، في الوقت الذي وصلنا إلى المنزل... هذه السيارة كانت في حالٍ أفضل مما كنا عليه. |
Kendimi çok daha iyi hissediyorum, sağ ol, Jen. | Open Subtitles | نعم، إنني في حالٍ أفضل الآن. شكراً (جين) |
daha iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | -تبدو في حالٍ أفضل . |
Lyndsey'in keyfi daha iyi. | Open Subtitles | (ليندزي) في حالٍ أفضل. |