Sana bir araba almanın vakti geldi bence. | Open Subtitles | أعتقد بأنه حانَ الوقت أن نشتري لكَ سيارتك الخاصّة. |
Bu ihtimali de düşündüm. Beclypp thinne idese thaet heo hine lyste. Bence duygularının farkına varmasının vakti geldi. | Open Subtitles | توقعتُ ذلكَ الإحتمال اظن انهُ حانَ الوقت لإعادة إيقاظ تلكَ المشاعر |
Bence aramızdaki yanlış anlamayı gidermemizin vakti geldi. | Open Subtitles | أتعلم ماذا, أعتقد أنَّهُ حانَ الوقت لكي نَحُل سوء التفاهم الذي بيننا |
Cesur davranma ve doğru olanı yapma zamanı geldi. Bu tek şansın sakın ola mahvetme. | Open Subtitles | حانَ الوقت لأن تكون شجاع وأن تفعل الصواب ولا تضيع فرصتكَ الوحيدة |
- Ray, zamanı geldi artık. | Open Subtitles | الرجل اللذي رأيته في البقالة كان بلير أندروود مهلا، راي، حانَ الوقت |
Külottan kurtulma zamanı geldi. | Open Subtitles | حانَ الوقت لنزع الملابس الداخلية، إذن |
Devam etmesine yardım ettiğim bir hikâyeydi bu ama artık gerçeği açıklamanın vakti geldi. | Open Subtitles | لقد كانت قصة ساعدتُ بتخليدها لكن حانَ الوقت لكي أكون صريحة |
Denemekten fazlasını yapma vakti geldi. | Open Subtitles | حانَ الوقت للقيام بأكثر مِنَ المحاولة. |
İlerleme vakti geldi, tamam mı? | Open Subtitles | لـذا... حانَ الوقت لنتـقدم ، حسنًا ؟ |
Bunu sana birinin söylemesinin vakti geldi. | Open Subtitles | حانَ الوقت ليخبركَ احدهم ذلك |
vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حانَ الوقت. |
Neredeyse zamanı geldi, çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | لقد حانَ الوقت تقريباً. أنا متحمّس كثيراً، ألستَ كذلك يا (بوب)؟ |
Tamam, pekâlâ millet! zamanı geldi! | Open Subtitles | حسناً، جميعاً، لقد حانَ الوقت |
zamanı geldi. | Open Subtitles | حانَ الوقت |