Ama bilmediğin şey elbiseyi çıkarıp çöpe attığını da gördüğüm. | Open Subtitles | أني رأيتك تخلعينَ ذلك الثوب وتلقيه في حاوية القمامة |
Kadın çocuğunu çöpe atan bir keş. | Open Subtitles | إننا نتحدث عن امرأة متعاطية للحشيش قد ألقت طفلها في حاوية القمامة |
Senin anladığın şey çöpleri karıştırmak! | Open Subtitles | أنت تفهم كيف تستلقي داخل حاوية القمامة |
Senin anladığın şey çöpleri karıştırmak! | Open Subtitles | أنت تفهم كيف تستلقي داخل حاوية القمامة |
O kız, bir pencere kırdı ve bir Çöp kutusunu devirdi. | Open Subtitles | ابنتكما كسرت نافذة وقلبت حاوية القمامة وقذفت بإناء حافظ الحرارة بالشارع |
Çöpün arkasında ot içiyordum da. | Open Subtitles | كنت ادخن الحشيشة بجوار حاوية القمامة |
O da seni kovalayınca ona tecavüz ettin, öldürdün ve cesedini çöpe attın. | Open Subtitles | و عندما طلبت منك أن تغرب عن وجهها إعتصبتها و قتلتها ثمّ ألقيت جثّتها في حاوية القمامة |
Onu çöpe atabilirsin. | Open Subtitles | هذا صحيح. لذا يمكنك أن ترمي بهذه في حاوية القمامة. |
- Tayin kağıtlarını çöpe atmıştım. | Open Subtitles | لديّ أوراق نقلي في حاوية القمامة |
Bu istasyondaki çöpe, Nonoko parktakine, Noboru mağazanın oradakine. | Open Subtitles | حاوية القمامة عند محطة القطار نونوكو) ضعيها بالمنتزة ، (نوبورو) الحاوية عند المتجر) |
Şuradaki çöpleri karıştırırken buldum. | Open Subtitles | لقد التقطها من حاوية القمامة التي هناك |
Ceketiniz. Arkanızdaki Çöp tenekesine tıkın onu. | Open Subtitles | سترة بدلتك قم برميها في حاوية القمامة خلفك |
Çöp poşetinden çıkan camı analiz ettim ve kurbanın kafasındaki camla uyuştu. | Open Subtitles | حللت الزجاج من حاوية القمامة والزجاج المستخرج من الضحية |
Ayrıca tekerlerin önünde olması gereken güvenlik tıkaçlarının Çöp konteynerinin altında olduğunu da biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | وتعلمان أن حجارة الأمان التي كان يجدر أن تكون أسفل الإطارات وجدت في حاوية القمامة |
Peki araştırdığınız Çöpün içinden spor bir çanta çıkmadı mı? | Open Subtitles | حسناً، حاوية القمامة تلك التي فتشتها... لم يكن هناك حقيبة قطنية؟ |
Çöpün arkasında bulmuşlar. | Open Subtitles | عثروا عليها خلف حاوية القمامة |