Bazen sen görmeden biranın içine bir fıstık atardı. | Open Subtitles | أحياناً عندما تكون لا تنظر, يضع حبة فول سوداني بكأسك |
Yan odaya bebeğinizi almaya gidiyorsunuz, ve bebeğin yerde bir fıstık bulduğunu ve bütün olarak yuttuğunu fark ediyorsunuz. | Open Subtitles | لذا تذهب الي الغرفة المجاورة لـ تحضر طفلك و أنت تدرك أنه وجد حبة فول سوداني علي الارض و أبتلعه |
Evet, Homer patlamış mısırın içinden çıkan fıstık gibidir. | Open Subtitles | أجل، إنّه مثل حبة فول سوداني في علبة فِشار |
Sevgili kutup ayıların seni bir fıstık veya her neyse onun için öldürebilir ve yiyebilirler. | Open Subtitles | دببتك البريئة ستقتلك لتأكل حبة فول سوداني أو ما تأكله بالعادة |
Ben fıstık istemiştim yahu. | Open Subtitles | أريد حبة فول سوداني |
(Kahkahalar) Bu kocaman bir fıstık. Einstein bir kuş olduğundan, | TED | (ضحك) تلك حبة فول سوداني كبيرة. |
- fıstık mı çiziyorsun sen? | Open Subtitles | -هل ترسم حبة فول سوداني ؟ |