MI5 gelene dek onu kilisenin salonuna kilitledim. | Open Subtitles | حبسته بالكنيسة إلى أن يأتي رجال المخابرات العسكرية |
İçeride onlardan biri vardı. Onu içeri kilitledim. | Open Subtitles | فلقد وجدت أحدهم هناك و حبسته بالداخل |
Damon iyi. Hak ettiği tüm rahatlatıcı şeylerle birlikte kilitledim onu. | Open Subtitles | (دايمُن) بخير، حبسته مع المخلوق الأنسب ليولّيه ما يستحقّ من سلوان |
Saklanıyordu. Onu içeri kapattım. | Open Subtitles | أترى، كان مختبئاً، لقد حبسته بالداخل |
Onu şu an bir hücreye kapattım. | Open Subtitles | حبسته في زنزانة حتى الأن |
Şimdik onu hapsettim ancak yakında tekrar serbest kalacak. | Open Subtitles | لقد حبسته الآن ولكن سيكون طليق في أقرب وقت. |
Ama merak etme, bu yüzden onu lavaboya kilitledim. | Open Subtitles | لكن لا تقلقي لهذا حبسته في الحمّام |
Kapıyı üstüne kilitledim. | Open Subtitles | لقد حبسته بالخارج |
Ben de onu içeri kilitledim. | Open Subtitles | لذا حبسته بالداخل |
Odunluğa kilitledim. | Open Subtitles | حبسته فى السقيفه. |
Onu kilitledim. | Open Subtitles | لقد حبسته |
Onu oraya kapattım. | Open Subtitles | لقد حبسته. |