Hiç seni evcil bir tavşancık gibi kafese kapatacak kadar seven bir kadın oldu mu? | Open Subtitles | هل أحبتكَ امرأة قبلًا إلى درجة حبسها لكَ كأرنب مُدلل؟ |
Bir hayvan gibi kafese konulmuş sonra dışarı çıkıp babasını/büyükbabasını öldürmüş. | Open Subtitles | هل تمّ حبسها كحيوان و بعدها تمكنت من الهرب و قتل والدها العجوز / جدها ؟ |
Burada anneyi sağ bırakıp oğluyla bir odaya kilitledi. | Open Subtitles | هنا، فصل الام و حبسها فى غرفة مع ابنها |
Evet onu tanrı kilitledi. | Open Subtitles | أجل, هو من حبسها |
Görünüşe göre tek çözüm onu bir yere kilitlemek. | Open Subtitles | حسنا، يبدو أن الطريقة الوحيدة لمنعها هي حبسها في المنزل |
Giles psikolojik yardım sayesinde onu kilitlemek zorunda kalmayacağımızı söyledi. | Open Subtitles | لا. "جايلز" يقول ربما لا يحتاجون إلى حبسها. |
Bütün yaz boyunca onu odasına kilitleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك حبسها في بيت من طابق طوال الصيف |
Peh! Bu ejderhaları öylece kafese koyamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك حبسها فقط |
Onu bir kafese tıkmayı denediler. | Open Subtitles | لقد حاولوا... حبسها في قفص. |
Onu eve kilitledi. | Open Subtitles | حبسها في المنزل. |
Bence Karanlık Charlie'yi bulup kilitlemek bir işe yaramaz. | Open Subtitles | ولا أظن أن العثور على (تشارلي) الشريرة و حبسها بعيدًا سوف تكون فكرة جيدة |
Onu kilitleyemezsin. İstediği zaman çıkabilir! | Open Subtitles | لا يمكنك حبسها بإمكانها المغادره متى ما أرادت |