| kesin bir şey istiyorsanız iltica talebinde bulunmak kesinlikle yasaldır. | TED | وإذا كنتم تريدون شيئاً قطعي، فطلب اللجوء أمرٌ قانوني حتماً. |
| - Ama oraya gidip kendi kendine keşfe çıkması için kesinlikle yeterli değildi. | Open Subtitles | و لكنها لم تكن كافية حتماً بالنسبة لها حتى تذهب لاكتشاف الكهوف بمفردها |
| Balistikler geldi. Her iki olayda da kesinlikle aynı mermiler kullanılmış. | Open Subtitles | أحضرتُ تقرير القذائف إنها حتماً نفس الذخيرة المستخدمة في كلا الحادثين |
| Eminim yapacak milyonlarca şeyin vardır, senin gibi genç bir çocuğun. | Open Subtitles | شاب في مقتبل العمر مثلك حتماً لديه دزائن من الأمور لعملها |
| Burda popüler olmalısın. | Open Subtitles | حتماً تتمتع بشعبية لديك ماركة ثياب داخلية خاصة بك من يرتدى هذه؟ |
| Ne desem bilmiyorum ama bizim kız kesinlikle giriş yaptı. | Open Subtitles | لا أعرف بما أخبركِ، لكن كانت فتاتنا حتماً من القادمين. |
| Belki babası ödeme yapmayacak ama onun düşmanları kesinlikle bir şeyler verecektir. | Open Subtitles | ربما لن يدفع والدها مقابلها لكن أياً من أعدائه حتماً سيفعل ذلك |
| kesinlikle bir aile krizi yaşamalısın. Bu onu geri getirir. | Open Subtitles | يجب أن تكون لديكِ مشكلة عائلية عندها حتماً سيعود إليكِ |
| Ne desem bilmiyorum ama bizim kız kesinlikle giriş yaptı. | Open Subtitles | لا أعرف بما أخبركِ، لكن كانت فتاتنا حتماً من القادمين. |
| Şehrin pek de tekin olmayan yerleri. kesinlikle oralara gitmek istemezsin. | Open Subtitles | هذا جزء مريب من المدينة يجب ألا تذهبي بهذا الطريق حتماً |
| Kadınlar harikadır. Evet, kesinlikle. Fakat erkek çocuklara akıllı | TED | النساء رائعات في التدريس .. نعم .. حتماً والبعض يقول ..ان هناك الكثير من الرموز الذكورية في حياة الاطفال .. |
| Ve kesinlikle Yemen'in farklı bir görüntüsünü ortaya koyuyor. | TED | سوف يعطيكم حتماً .. هذا صورة مغايرة عن اليمن |
| Şu sıralar çöldeki trafiği göz önünde bulundurursak askeri bir araca ya da başka bir şeye rastlayacağım kesin. | Open Subtitles | وبرغم ظروف المرور في الصحراء بهذه الأيام حتماً سألتقي بجيش تلو الآخر |
| Los Angeles'a gidersem beni kesin yakalar. Hayır. | Open Subtitles | لو توجهت مباشرةً للوس أنجليس، حتماً سيمسك بي |
| Eminim seni götünden parmaklayarak canından bezdiren ve sonunda verip kurtulduğun erkekler vardır. | Open Subtitles | حتماً هنالك رجال حشو أصبعهم في مؤخرتك، لوقت كافٍ لتتركيهم بنهاية المطاف ينكحونك |
| Hırsızlık suçlamasında tanıklık etmediği için kızmış olmalısın. | Open Subtitles | حتماً أنتَ غاضب بسبب عدم دعمها لحجّة غيابك بتهمة سرقة السيارة، أليس كذلك؟ |
| Telefonu takip ediyorlar ki muhtemelen kullan-at telefon kullanmışlardır çünkü bu adamlar profesyonel. | Open Subtitles | ويتقفون أثر الغرفة التي ستؤدي حتماً إلي الموقد لأن هؤلاء الرجال حذرين جداً |
| Yardımın yolda olduğunu öğrendiğin anda. Tabii ki olacaksın. Evet. | Open Subtitles | حتماً ستفعلين حسناً, إنه خيارك احضري أغراضك سأوافيك في الخارج |
| Eğer burası onun yaşadığı yer ise, mutlaka geri döner. | Open Subtitles | لو كان هذا مكان معيشته، فسيعود حتماً إلى هنا ثانيةً. |
| Ve cevap elbette, dünyadaki bir çok şey gibi, sekstir. | TED | الجواب حتماً .. كما في كل انحاء الارض .. إنه الجنس |
| Ama herhalde bir vali, bir senatör... şehri tanıyan, siyaset hayatını anlayan birisi. | Open Subtitles | ..لكن حتماً هناك شخص ما أو أحد النواب شخص عالم بالمدينة.. شخص خبير بأمور السياسة |
| Eğer bu işe bulaşacağımı düşünüyorsanız sizler, tamamen kaçık olmalısınız. | Open Subtitles | اذا اعتقدت انى سوف اشترك فى هذا فأنت مجنون حتماً |
| Ama acı onları sonunda ve kaçınılmaz olarak değişime zorlayacaktır. | TED | لكن المعاناة حتماً ستجبرنا في النهاية على التغيير. |