Giderek büyüyen bir endişe içindeydim, ta ki bir gece gerçeği fark edene kadar araştırmalarımın cevabı vücudumun içerisinde büyüyordu. | Open Subtitles | تنامي الإحباط أكثر فأكثر حتى أدركت ذات ليلة الجواب إلى مسعاي بالنمو داخل جسدي |
Jason'la evlendiğini fark edene kadar boşverdim. | Open Subtitles | و لهذا فقد تركتها وشأنها حتى أدركت انها تزوجت جيسون |
- Sen bir rahip miydin? - Tanrı'nın adamı olmakla rahip olmanın her zaman aynı şey olmadığını fark edene kadar. | Open Subtitles | حتى أدركت أن رجل الدين لا يكون شريفاً بالتبعيه |
Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. | TED | حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية |
Bu konuda isteksizdim ta ki yepyeni bir edebi tür oluşturma fırsatının elime geçtiğini anlayana kadar: | Open Subtitles | أنا كنت ممانع، حتى أدركت بأنّني كان عندي فرصة إلى إخلق نوع أدبي جديد كليّا: |
Taşların meyvan kökü* olmadığını öğrenene kadar öyleydi. | Open Subtitles | كان حتى أدركت إن القطع ليست عرق سوس |
Ted Wheetly'yi öldürüp parasını almayı planladığını öğrenene kadar onunla gurur duydum. | Open Subtitles | لقد كنتُ فخورةً بها حتى أدركت خطتها لقتل (تيد ويدلي) و أخذ أمواله |
Birinin daha olduğunu fark edene kadar hesapları indiriyordum. | Open Subtitles | بدأت بتحميل الأموال حتى أدركت أن شخص آخر قد هزمني إليه |
Ve bende koruyucu aileler arasında gidip geldim Ta ki kendi başıma daha iyi olduğumu fark edene kadar. | Open Subtitles | وأنتقلت من منزل رعاية إلى منزل رعاية آخر حتى أدركت بأني كنت أفضل حالاً وحدي |
Bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar çünkü kardan duvar doğruca bize geliyordu. | Open Subtitles | حتى أدركت أنه هناك شيء خاطئ لأن هذا الحائطِ مِنْ الثلجِ يتجه مباشرة نحونا |
Ta ki haysiyetini yeniden kazanmak için tek bir çıkar yol olduğunu fark edene kadar. | Open Subtitles | حتى أدركت أن هناك طريقة واحدة فقط لاستعادة كرامتهم |
Sandviç uygulaması olmadığını fark edene kadar Grindr'a giriyordum. | TED | لقد كنت من مستخدمي تطبيق Grindr حتى أدركت أنه ليس بتطبيق للسندويش. |
Ve sana yardım etti ta ki... vahşi doğayı mahvettiğini fark edene kadar. | Open Subtitles | وساعدت حتى أدركت أنت تدمر الطبيعة |
Lex Luthor'la iş birliği yaptığını anlayana kadar, çıkmak istiyordum. | Open Subtitles | أردتُ الخروج حتى أدركت أنك شريك ليكس لوثر |
Ve seni kaybedeceğimi anlayana kadar bunun farkında olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | ولم أعتقد أبداً أننى سأدرك ذلك حقاً حتى أدركت أننى سأفقُدك |
Ta ki havai fişek gösterisinin bir süre sonra biteceğini anlayana kadar. | Open Subtitles | حتى أدركت أنّ الألعاب الناريّة .ليس بها شُعلة دائمة |
Sevdiğim insanlara kızgın kalmamın hiçbir gereği olmadığını anlayana kadar ya da oldukları kişi için. | Open Subtitles | حتى أدركت فجأة لا يوجد جدوى من أن تغضب من أناس تحبهم لكونهم على ما هم عليه |
Ta ki Muirfield'i onun yarattığını öğrenene kadar. | Open Subtitles | (حتى أدركت أنه من صام بصنع (ميرفيلد |