Her şey olması gerektiği gibi giderse, kimse burada olduğumu bile bilmez. | Open Subtitles | اذا سارت الأمور على ما يجب لن يعلم احد حتى انني اتيت هنا |
- Yazar olduğumu bile düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تظن حتى انني كاتبة, أليس كذلك؟ |
nerde olduğumu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | حتى انني لا اعرف اين انا. |
hatta binalardan birine bir oda daha tıkıştırdım, size göstermek isterim. | TED | حتى انني حشرت غرفة اخرى في المبنى، اود ان اريكم لها |
Koyun saydım, uykulu şeyler düşündüm hatta Uykum Perisi'ni bile çağırdım. | Open Subtitles | عد الخراف التفكير في افكار تجلب النوم حتى انني استأجرت المنوم |
Burada olduğumu bile bilmiyordun! -Artık biliyorum! | Open Subtitles | - لم تعلم حتى انني هنا |
hatta renal tübüler asidozisin nasıl sınıflandırılacağını ve ayırıcı tanısını bile öğrendim. | TED | حتى انني عرفت التشخيص التفريقي في كيفية تصنيف الحماض الأنبوبي الكلوي. |
Sanat gecesi açılışlarında tütsülenmiş somonumuz vardır. Ve resmi basılmış davetiyelerimiz. hatta aileleri bile getirmenin bir yolunu buldum. | TED | نقدم السلمون المدخن في حفل الافتتاح. لدينا دعوات رسمية مطبوعة. حتى انني وجدت طريقة لاجعل اباءهم يحضرون. |
Tişörtünü sakladım. hatta papier-mâché büstü bile yaptım. | Open Subtitles | احتفظت بقميصك حتى انني صنعت مباراة ورقية |