Eğer Paul ararsa, ona geç saate kadar butikte çalışacağımı söyle. | Open Subtitles | إذا إتصل باول , فأخبره إننى فى المتجر حتى ساعة متأخرة. |
Peki. Ama geç saate kadar kalamazsın. | Open Subtitles | حسناً ولكنه لا يمكنك البقاء خارجاً حتى ساعة متأخرة |
geç saate kadar çalıştı, ben de uyusun diye ona mesaj bırakıp geldim. | Open Subtitles | إضطر إلى العمل حتى ساعة متأخرة لذلك تركت له رسالة فقط. أحاول أن أسمح للرجل المسكين أن يخلد للنوم . |
Annem geceleri Geç saatlere kadar eve dönmemi bekliyor. | TED | اعتادت أمي أن تنتظرعودتي حتى ساعة متأخرة من الليل |
Öyle, benim de çok istememe rağmen sizi göremeyip Geç saatlere kadar çalışmam gerekecek. | Open Subtitles | لذا سأضطر للعمل حتى ساعة متأخرة بدلاً من رؤيتك أنت والأولاد وهو ما أريده فعلاً |
Haftada 7 gün, Geç saatlere kadar çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن يتلون سبعة أيام في الأسبوع، حتى ساعة متأخرة من الليل. |
Baba, bu gece geç saate kadar çalışmam gerek. | Open Subtitles | أبي, سأعمل حتى ساعة متأخرة الليلة |
Gerçekten çok geç saate kadar çalışıyorsun. | Open Subtitles | تعملين حتى ساعة متأخرة حقاً. |
Onunla sinemalara gitti. Geç saatlere kadar kaldı. | Open Subtitles | ذهبت معة الى السينما حتى ساعة متأخرة |
Onunla sinemalara gitti. Geç saatlere kadar kaldı. | Open Subtitles | ذهبت معه الى السينما حتى ساعة متأخرة |