Buraya onlar daha fazla toprak kazansınlar diye savaşmaya gelmedim. Bu olursa onlar için çalışmam gerekecek. | Open Subtitles | لم آتي هنا لأقاتل حتى يمكنهم أن يملكوا الكثير من الأاضي |
Bizi bulabilsinler diye bir ateş yakmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نشعل إشارة نارية حتى يمكنهم العثور علينا |
Bizi bulabilsinler diye bir ateş yakmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نشعل إشارة نارية حتى يمكنهم العثور علينا |
Ve onlar da cesedi bulmak için bir araştırma başlatabilirler. | Open Subtitles | لذا يمكن أن يبدءوا بحثًا حتى يمكنهم أن يجدوا الجثّة |
Varlıklı ve kısır aileler bebekleri alabilmek için ellerinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | الرجال الأغنياء سيبحثون في كل مكان حتى يمكنهم الحصول على أطفال |
Sadece daha iyisini üretebilmek için patentlere sahip olmak istediler. | Open Subtitles | لقد ارادوا فقط الأختراعات حتى يمكنهم ان يبنوا شيئا افضل |
Güneş ışınlarının gelmesi için, seni iyileştirsinler diye. | Open Subtitles | حتى يمكنهم إدخال شعاع الشمس حتى يستطيعون علاجك |
Buraya gelebilsinler diye mi kabul ettin bütün bunları? | Open Subtitles | إذاً.. قمتِ بالموافقة على كل هذا حتى يمكنهم الوصول إلى هنا؟ |
Onun kimliği gizli kalabilsin diye eylemi sen üstlendin. | Open Subtitles | الموت لأمريكا وأنت ستتحمل الإدانة حتى يمكنهم الإبتعاد عن الرادار |
Onun kimliği gizli kalabilsin diye eylemi sen üstlendin. | Open Subtitles | الموت لأمريكا وأنت ستتحمل الإدانة حتى يمكنهم الإبتعاد عن الرادار |
Evlilikleri de köpekleri gibi kendilerine ayak bağı olsun diye... "Muhtemelen bu hafta sonu gidemeyiz." | Open Subtitles | لتقييد حريتهم حتى يمكنهم القول "أوه، ربما لن نتمكن من السفر في نهاية الأسبوع" |
Evlatlık çocuklar değerli bilgiler bulsun, ama daha önemlisi birbirlerini bulabilsinler diye. | Open Subtitles | لذلك سيتمكن الاطفال الايتام _ فى العثور على مساعدات مفيدة، ولكن الأهم من ذلك، حتى يمكنهم العثور على بعضها البعض. |
Sonsuza dek oynayabilsinler diye. | Open Subtitles | حتى يمكنهم اللعب للأبد |
Henry'nin bir veya iki eşinin başlarını bir kütüğe yaslayarak idam edildikleri söylenir ölümü asaletleriyle kabullensinler diye. | Open Subtitles | يقولون أن واحدة أو اثنتين من زوجات الملك (هنري) الثامن تدربن على وضع رؤوسهم على منصة، حتى يمكنهم مواجهة النهاية بكرامة. |
Diğer çocuklar gibi olayım diye tekrar programlayabilmesi için. | Open Subtitles | - حتى يمكنهم أن يعيدوا برمجتي - |
Bizi takip edebilmeleri için komutanlara yerimizi bildirecek. | Open Subtitles | سوف يُعلم القادة بمسيرتنا حتى يمكنهم أن يتبعونا |
Ayrilmak için gün sayan Ingilizler olaylarin ortasinda kalmisti. | Open Subtitles | البريطانيون يعدّون الأيام حتى يمكنهم المغادرة ، فقد علقوا في المنتصف |
Bana baskı yapabilmek için beni içeri attıklarına oldukça eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد انهم وضعوني هنا حتى يمكنهم الضغط علي |
Topluma zararlı olup olmadığıma karar verebilmeleri için öncelikle psikiyatristle görüştürecekler. | Open Subtitles | عليَّ أن أرى الطبيب النفـسي أولاً حتى يمكنهم أن يقرروا إن كنتُ أشكل خطرًا على المجتع |