| Parasını Kilerde sakladığını söylemiştin. | Open Subtitles | حسناً، لقد قلت أنها أخفت مالها في حجرة المؤن |
| Meksikalı çocuk Kilerde saklanıyor. | Open Subtitles | اسمع، الطفل المكسيكي مختبئ في حجرة المؤن |
| Evet, efendim bu bir yağ kutusu. kilerden aldım efendim. | Open Subtitles | أجل، سيدي وعاء من شحم الخنزير أخذته لتوِّي من حجرة المؤن |
| - Aslında kilerden ses geliyordu. | Open Subtitles | أنا سمعت بعض الصوت قادم من حجرة المؤن |
| Ne zaman evde olsam kilere işiyor, ayakkabısını buzdolabına koyuyor ben yokken yaptıklarına bak. | Open Subtitles | عندما اكون في البيت التبول في حجرة المؤن والحذاء في الثلاجة لكن انظري اليه الان |
| O ise kilere bakıyor ve "Neden olmasın?" diyor. | Open Subtitles | وينظر الى حجرة المؤن ويقول لما لا |
| Size bu egzotik yeri gezdiririm, kileri, mutfağı falan. | Open Subtitles | يمكنني ان اريك بعض الاماكن الغريبة مثل حجرة المؤن و صندق الطعام |
| Kilerde tek başına olmayı sevmiyorum. | Open Subtitles | لا أحب البقاء في حجرة المؤن وحيدًا |
| Kilerde biraz ahududu likörüm olacak. | Open Subtitles | سأجلب شراب توت العُليق من حجرة المؤن |
| Tam oradaydı, Kilerde. | Open Subtitles | كانت موجودة في حجرة المؤن |
| Ben gidip kilerden getireyim. | Open Subtitles | سوف آتي ببعضهم من حجرة المؤن. |
| Klaus, kilerden sarı papatlayarı getir. | Open Subtitles | (كلاوس) أحضر زهرة (بابونج) من حجرة المؤن. |
| Bir saat önce Whittaker'i bana bir porsiyon daha getirmesi için kilere yolladım. | Open Subtitles | منذ ساعة مضت، أرسلت (ويتاكر) إلى حجرة المؤن كي يجلب حصة أخرى |
| kileri yağmaladılar. | Open Subtitles | لقد نهبوا حجرة المؤن بأكملها |
| Bahar temizliği sırasında sırf kileri boşaltmak için Ed'e güveç yapardım. | Open Subtitles | كنت أعدّ لـ (إيد) أطباقًا من هذه الأصناف لتفريغ حجرة المؤن وحسب. |