Kazara oldu. kucağına oturmak istememiştim. | Open Subtitles | معذرة ، لقد كان حادثاً لم أقصد الجلوس علي حجرك |
Her çocuğu kucağına alacaksın ve ne istediğini soracaksın. | Open Subtitles | لذا, خذ كل طفل على حجرك واسأله ماذا يريد |
Selam tatlım. Topuklu pabuçlarımla oraya gelip kucağına oturmamı ister misin? | Open Subtitles | مرحباً يا عزيزي هل تود مشاهتي و أنا امشي بهذه الضفائر في حجرك |
Yani, Neferu mumyasını bulursak Taşını bulmuş oluruz demektir. | Open Subtitles | هذا يعني ، اننا وجدنا مومياء نيفرو نحن وجدنا حجرك الملعون |
Kate'in güvende olduğunu öğrenir öğrenmez Taşını alacaksın. | Open Subtitles | ستحصل على حجرك اللعين حالما اعلم ان كيت بخير |
Kucak dansı yaparım, külotum ve sütyenimle. | Open Subtitles | سأتراقص على حجرك بملابسي الداخلية فقط |
(Kahkahalar) Hareket şeklin gücüme gitti, hayvansal incelikten yoksunluğun, yemek için sandalyeye oturma şeklin, kucağında bir battaniye, elinde bir bıçak... | TED | كرهت طريقة تحركك، فقدانك للجمال الحيواني، طريقة جلوسك على الكرسي لتأكل، منديل المائدة على حجرك والسكين فى يدك. |
Onu kucağının yakınına yaklaştırmak asıl sıkıntın olacak. | Open Subtitles | سيكون صعباً عليك أن تجعليه يقترب من حجرك |
Sonra kullanacak olmasaydım onu kucağına döküverirdim. | Open Subtitles | سأرمي بهذا إلى حجرك ما لم أكن سأستخدمه لاحقاً |
Unut gitsin. kucağına oturmam. | Open Subtitles | انسى الأمر، لن أجلس أبداً على حجرك |
İş her halükarda kucağına düşecektir zaten. | Open Subtitles | عمليا سقطت في حجرك لذا علي اية حال |
Kitaplarını kucağına koy, tamam mı? | Open Subtitles | ضعى كتبك علي حجرك |
kucağına oturabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني ان أجلس في حجرك ؟ ؟ |
Kraliçenin kucağına otururken resmini çekmemiz lazım. | Open Subtitles | وهي تجلس في حجرك |
Demek beni kucağına oturtacaksın ha? | Open Subtitles | ستجعلني أجلس على حجرك |
İyi haber, Taşını buldum. | Open Subtitles | نعم ، الحبر الجيد اني وجدت حجرك |
Yeşim Taşını seviyorsun. | Open Subtitles | اليشم هو حجرك المفضل |
Taşını aldın mı bari? | Open Subtitles | هل حصلت على حجرك ؟ |
Sana sutyenim ve külotumla Kucak dansı yapacağım. | Open Subtitles | سأتراقص على حجرك بملابسي الداخلية فقط |
Sana Kucak dansı yaparım. | Open Subtitles | و سأتراقص على حجرك |
Sen de kucağında doğrultulmuş vaziyetteki o aynı eski silahla burada oturabilirsin ve sen yüzünde aynı meydan okuyan bakışla burada otururken ben de "Hayatını ne için riske atıyorsun?" diye o aynı eski soruyu sorarım. | Open Subtitles | وأنت يمكنك الجلوس هناك حاملاً نفس السلاح القديم على حجرك وعندما تجلس هناك بنظرة التحدي نفسها على وجهك سأطرح عليك نفس السؤال القديم: |
Ellerini kucağında tut. Bir şey içmek ister miydiniz? Afedersiniz. | Open Subtitles | ابقي يديك في حجرك. أعذريني. |
Tek yaptığın mantonu kucağının üzerine koymak. | Open Subtitles | بكل سهولة فقط ضع معطفك على حجرك |