Ama gelecek, kaderimizi tekrardan yaratmak, biçimlendirmek ve yapmak üzere bizi sınırsız olasılıklarla çağırıyor. | TED | ولكن المستقبل ينادينا بإمكانيات لا حدود لها لإعادة إحداث وتشكيل وصنع مصائرنا. |
Çocuklar, sınırsız enerjileri ve motivasyonlarıyla dünyanın ihtiyaç duyduğu değişim olabilir. | TED | لدى الأطفال طاقة لا حدود لها والدافع ليكونوا التغيير والذي يحتاج له العالم. |
sınırsız zenginlit yaratarak hayalleri gerçeğe dönüştürüyoruz. | Open Subtitles | نحن نحول الواقع إلى أحلام بوسائلنا الموثقة لخلق ثروة لا حدود لها |
Ama, Papalık'ın Tapınakçıları yani Tapınak Şövalyeleri'ni, sınırsız bir güç olarak tanımladığı bir gerçek. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة ان البابوية أعلنت .. فرسان الدير هؤلاء على أنهم فرسان المعبد .. و بقوة لا حدود لها |
Doğanın hayalgücü sınır tanımaz, hele bizim kupkuru insansı hayalgücümüze kıyasla. | TED | لاني " مخيلة " الطبيعة مخيلة لا حدود لها مقارنة مع .. ضآلة المخيلة البشرية |
Şehvetim, sınır dinlemiyor. | Open Subtitles | إن شهوتي لا حدود لها. |
Olanaklar sınırsız. Hadi, ciddi, bir kez daha Phoebe dışarı soran zarar nedir? | Open Subtitles | الإحتمالات لا حدود لها هيا ، حقيقةً ، ما هو الضررمن أن تسأل فيبي الخروج بعض من الوقت ؟ |
Hiçbir zaman sınırsız yeteneklere sahipkenki kadar yalnız ve güçsüz hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم اشعر قط أكثر وحده وأقل قوة إلا و أنا عندى قدرات لا حدود لها |
Bu sahip olduğunuz sınırsız cesaret mi yoksa bitmek bilmeyen bir aptallık mı? | Open Subtitles | ،هل هي الشجاعة التي لا حدود لها لديك أو هو غباء ميؤوس منه ؟ |
Global araştırıcılar sınırsız fırsatlar arıyordu ve elinde paran varsa, nereye bakacağını biliyorsan Karaipler'de sıradışı şeyler oluyordu. | Open Subtitles | منقّبين عالميين يبحثون عن فرصة لا حدود لها واذاكنتتملكالمال، وتعرف اين تبحث أمور غير اعتيادية كانت تحدث بالكاريبي |
sınırsız bir güce ve iradeye sahip bir savaşçı. | Open Subtitles | محارب مع قوة لا حدود لها وقدرة ليس لها نهاية. |
Güce alışık olmayan erkeklerin gücün sınırsız olduğunu düşünmesi normaldir. | Open Subtitles | إنه أمر طبيعي للرجال الجُدد على السلطة أن يفترضوا سلتطهم لا حدود لها |
Onun yerine enerjiye dönüşebilecek sınırsız sayıda cisim sağlayacak cansız bir evren olacaktır. | Open Subtitles | بدلا من ذلك ، فان هذا الكون سيكون هامد وتوفير كمية لا حدود لها من القوة |
İnsanoğlunun her sorunu çözebileceğine, teknolojinin sınırsız olduğuna, piyasaların iyiliği teşvik eden bir güç olabileceğine inancı olan insanlar aslında haklılar. | TED | ترون، أولئك الناس الذين يؤمنون بأن الناس يمكنهم حل أي مشكل، أن التكنولوجيا لا حدود لها وأن الأسواق يمكنها أن تكون قوة خير هم بالفعل محقون. |
Bu fotoğrafın da anlattığı üzere, gökyüzü aşağıdan göründüğü gibi sınırsız ve sonsuz değilmiş. | TED | كما تُوضح هذه الصورة، ليست السماء الرقعة الواسعة الشاسعة التي لا حدود لها والتي تظهرُ لنا عندما ننظرُ عالياً من سطح الارض. |
Her bir bağımsız işletme sahibi Süperstar Gülüşleri'nin tescilli ürünleri ve dönüşümlü iş modeli ile eriştiği sınırsız potansiyelle diş sağlığı geleceğini yeniden tanımlıyor. | Open Subtitles | كل فرد هو مالك مشروع مستقل باحتمالات لا حدود لها بينما نعيد صياغة مستقبل طب الأسنان مع نموذج عيادة الأسنان الدولية وأدواتهم المبتكرة |
Onun teknik potensiyeli sınırsız. | Open Subtitles | إمكانيات هذه التكنولوجيا لا حدود لها. |
Medikal uygulamalar artık sınırsız. | Open Subtitles | الاستعمالات الطبية الآن لا حدود لها |
Ondan istekleri sınır tanımıyor. | Open Subtitles | مطالبه عليه لا حدود لها |
Ve de Norton. Ciddi sınır sorunları var. | Open Subtitles | و(نورتن)، مشاكل لا حدود لها |