Hareket kabiliyeti, konuşması, aldığı her nefes benim tarafımdan kontrol ediliyor. | Open Subtitles | ،المهارات الحركية، حديثها كل نفس تلتقطه تحت سيطرتي |
Evet. Bilmeceli bir biçimde konuşması. O bana hiç mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | طريقة حديثها الغامضة ، لايمكنني فهم شئٍ منها |
Benimle konuşması, bana bakışları. | Open Subtitles | طريقة حديثها معى طريقة النظر لى |
konuşmasını duyabiliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَسْمعَ حديثها أليس كذلك؟ |
Gülmesini ve konuşmasını duymak istiyorum. | Open Subtitles | . أريد ان اسمع ضحكتها و حديثها |
Tom, konuşmasını dinlemedin mi? | Open Subtitles | ـ نعم توم ،ألم تسمع حديثها اليوم؟ |
Hem eminim Emma'nın seninle konuşması bitti. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}(وإنّي متأكّد تمامًا أنّ (إيما فرغت من حديثها إليك. |
Ama Gloria Mundy'nin konuşması hâlâ telefon şirketinin meta sunucusunda. | Open Subtitles | بينما كانت (غلوريا ماندي) مستمرة في حديثها و هذا الحديث لا زالت مسجلة حتى الآن في خوادم شركة الهاتف |
Bence bu onun konuşması değildi. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا هو حديثها |
Corinne'in davranışları heyecanlı konuşması, yüksek enerjisi, garipti. | Open Subtitles | سلوك (كورين) بدا كأنه... حديثها كان سريعا، وكانت نشيطة للغاية، |
konuşması oldukça karışık. | Open Subtitles | - حسنا ، حديثها - |
Bazen Kraliçe gibi giyinip ve konuşmasını kaydedip, eğer Kraliçe olsaydım nasıl olurdum diye görmek için tekrar izlediğimi birilerinin bilmesini istiyor muyum? | Open Subtitles | أعني, هل أرغب بشخص مطلع بأني في بعض المرات أرتدي كالملكة و أسجل حديثها ثم أعاود مشاهدتها لأرى كيف سيبدو الأمر لو كنت ملكة |