Kasılmalar, yüksek ateş ve sonra da hastalanmamış kişileri ısırma dürtüsü. | Open Subtitles | تقلصات للعضلات و حرارة عالية و بعدها الشعور القوي بعض أي جلد لم تنقل له العدوى |
- Abdominal ağrı, yüksek ateş solunum güçlüğü şikayetleriyle geldi. | Open Subtitles | بألم في البطن, حرارة عالية, ضيق في التنفس |
Eğer vücut ısısı yüksek biri fazla yaklaşırsa alarm çalmaya başlar. | Open Subtitles | الذي سينفج إذا أقترب أحد ما منها مع درجة حرارة عالية |
Vücut ısısı yüksek olan hiçbir şeye ateş etmez. | Open Subtitles | لن يطلق النار على جسد ذو حرارة عالية |
Yarın, aralıklarla yağış beklenirken en yüksek sıcaklığın 45 derece olması umuluyor. | Open Subtitles | غدًا متوقع هطول أمطار ودرجة حرارة عالية |
Hall-Heroult hücresi yüksek sıcaklıklarda çalışır, alüminyum metalini sıvı tutacak kadar yüksek bir sıcaklıkta. | TED | خلية هال و هيرولت تعمل في درجات حرارة عالية، درجة حرارة عالية بما يكفي لجعل منتج معدن الألمونيوم سائلاً. |
Yarın, aralıklarla yağış beklenirken en yüksek sıcaklığın 45 derece olması umuluyor. | Open Subtitles | غدًا متوقع هطول أمطار ودرجة حرارة عالية |
Ve yüksek sıcaklıklarda ısıtılmış bu bölge | Open Subtitles | و هذه المنطقة التي سخّنت لدرجات حرارة عالية |
Bu dönüşüm, bu yeniden yapılanma 700 derece gibi gerçekten yüksek sıcaklıklarda ve yüksek basınç altında gerçekleşir. | Open Subtitles | ، و ذلك التحول ، إعادة الترتيب قد تم تحت حرارة عالية ، جدا ، ربما 700 درجة و أيضا ضغوط عالية جدا |
yüksek sıcaklıklarda ısıyı dağıtabilen teorik bir bileşen. | Open Subtitles | وهو مركب نظري قادر على تشتيت الحرارة في درجات حرارة عالية. |