Yavruları, ısılarını korumak için birbirine sokularak hayatta kalıyor. | Open Subtitles | نجت فراخهم بالتكدس في حضانات لحفظ حرارتهم |
Bu yüzden vücut ısılarını 28 dereceden 37'ye çıkardılar. | Open Subtitles | لذا قاموا برفع حرارتهم الداخلية من 84 درجة إلى 96.4 |
Çünkü küçük sürüngenlerin aksine gece boyunca ısılarını kaybedemeyecek kadar büyüktüler. | Open Subtitles | لأنه ببساطه ... كبر حجمهم لن يفقدهم حرارتهم كلها طوال الليل مثل الـزواحـف صغيرة الحجم |
Vücut ısıları stabil... Ancak yaşadıkları travma çok büyüktü. | Open Subtitles | حرارتهم الداخليّة مستقرّة، لكنّ الصدمةَ التي أصابتهم كانت عظيمة. |
İç ısıları ciddi bir şekilde etkilendi. | Open Subtitles | حرارتهم الداخلية تأثّرتْ بشدة |
Fakat antik sürüngenlerin, sıcaklıklarını koruma konusunda bugünkü benzerlerinden daha iyi olduklarına dair ipuçları var. | Open Subtitles | لكن هناك نظريات تقول إن الـزواحـف القديمه كانت أفضل عن نظرائهم فى العصر الحديث فى الإحتفاظ بدرجة حرارتهم |
Koyu turuncu renk birbirlerine sarılarak sıcaklıklarını düzenlediklerini gösteriyor. | Open Subtitles | ولا يعود السبب لضيق المتسع. يُبين اللون البرتقالي المفرط أنهم ينظمون درجات حرارتهم |
Pekâlâ, millet, burada hipotermi ile savaşıyoruz o yüzden iç sıcaklıklarını yüksek tutun. | Open Subtitles | حسناً، تعلمون جميعاً أننا نقاوم انخفاض الحرارة هنا، لنبقِ حرارتهم الداخلية مرتفعة |