| Hayati durumu kritik, ancak stabil ve hastanede kontrol altında tutuluyor. | Open Subtitles | وكان فى حالة حرجة ولكنه الأن بحالة مستقرة بإحدى مستشفيات المنطقة |
| Geç kaldığımız için özür diliyorum, ama çoğalıcılarla savaşımız kritik bir aşamaya geldi. | Open Subtitles | أنا أعتذر على حضورنا متأخرين لكن حربنا مع الريبليكيتورز تمر بفترة حرجة للغاية |
| Bu ambulansın durumu kritik. Yani hemen gidiyoruz, millet. Hadi! | Open Subtitles | هناك حالات حرجة في سيارة الأسعاف هذه, يجب أن نتحرك |
| Brick, sen hiç ciddi inkar sorunları olan bir hastaya baktın mı? | Open Subtitles | هل عالجت من قبل مريض كان في حالة حرجة من الإنكار ؟ |
| Yüksek hızla giderken kör bir kazaya maruz kalmıştı. (Kör kaza: bir aracın diğer araca yan tarafından çarpması) Çok, çok kritik bir durumdaydı. | TED | صدمت بجانب السيارة بسرعة عالية حالة حرجة جدا |
| Bu nedenle Hindistan ya kendi demografik hissesinden kar saglayacak Ya da onu demografik bir felakete surekleyecek kritik bir noktadadır. | TED | اذا الهند في مرحلة حرجة حيث يمكن لها ان تنهض بفضل هذا العائد الديموغرافي أو أن ينتهي بها الامر إلى كارثة ديموغرافية |
| Gezegenimizden, Antartika ve Kutuplar gibi çok kritik bölgelerden bilgi topluyor. | TED | أنهم يأخذون معلومات من كوكبنا في أماكن حرجة للغاية مثل القارة القطبية و الأعمدة |
| durumu kritik, uyanmıyor bile. | Open Subtitles | انها في وضعية حرجة و لا يمكنها حتى الوقوف |
| Çoğu aşırı coşkudandı. Ama daha iyi nedenleri olan, kritik bir sürece katılmak isteyen adamlar da vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجال يبحثون عن الأفضل ليغيروا ما يمرون به من أوقات حرجة |
| 15 yaşında bir çocuk kritik durumda. | Open Subtitles | ولدا في الخامسة عشر من العمر في حالة حرجة. |
| Helikopterle 4 hasta geliyor, ikisi kritik. | Open Subtitles | لدينا أربعة أشخاص قادمون على مروحية، إثنان في حالة حرجة |
| Bence hikayendeki romantik yaklaşım kritik önem taşıyor. | Open Subtitles | بأي حال، أظن أن الزاوية الرومانسية في قصتك حرجة للغاية. |
| Bence hikayendeki romantik yaklaşım kritik önem taşıyor. | Open Subtitles | بأي حال، أظن أن الزاوية الرومانسية في قصتك حرجة للغاية. |
| kritik sistem alarmı. | Open Subtitles | الأنظمة في حالة حرجة. تنبيه: الأنظمة في حالة حرجة. |
| Bu bölge oldukça kritik bir geçiş dönemi yaşıyor ve en ciddi güvenlik önlemleri gerektiriyor. | Open Subtitles | هذه المنطقةِ بشكل واضح في حالةٍ حرجة مِنْ الإنتقالِ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ويطلبون إجراءات أمنِ وقائية أكثر شدة |
| -Olumsuz, görev kritik bir numara devam edecek. | Open Subtitles | لا يا مركز القيادة, المهمة حرجة سينفذها ـ تالون 1 ـ |
| Tamam, bu... bu adamın durumu ciddi ve çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | حسناً، هذا الرجل في حالة حرجة و يفقد الكثير من دمائه |
| Alarm durumundaki değişiklikten ve ciddi bir olayla uğraştığınızdan haberdar. | Open Subtitles | لقد علم بحالة الطوارئ وانك تدير حالة حرجة هنا |
| Gerçek anlamda milyonlarca insanın yaşamına önemli değişiklikler getirebilme ve küresel çapta koruyucu hekimlik konusunda bir fırsat penceresi ile karşı karşıyayız. | TED | إذن توجد فترة زمنية حرجة علينا صنع فرق هام ليتمكن من التأثير على حياة ملايين البشر ونمارس الطب الوقائي على مستوى علمي |
| En az biri ağır üç kişi ateşli silahla yaralandı! | Open Subtitles | لدي ثلاثة ضحايا طلق ناري واحدة منهم حرجة على الأقل |
| Son kurşunun parçaları çıkartıldı fakat durumu ciddiyetini koruyor. | Open Subtitles | تمّت إزالة شظايا الرصاصة النهائية لكنّه لا يزال في حالة حرجة |
| Belki yok ama... ilişkimiz hassas bir noktada ve... | Open Subtitles | ربما أنت محق,لكن ولكن علاقتنا الان فى مرحلة حرجة |
| Bu mümkün değil. durumu kritikti. Onu birkaç gün önce gördüm. | Open Subtitles | هذا ليس ممكناً حالته كانت حرجة جداً لقد فحصته فقط قبل أيام قليلة |
| Hayati önem taşıyan bölgelerde birkaç operasyonum sahada adamlarım ve tehlikeli görevlerde-- | Open Subtitles | سيدي, لديّ العديد من الحيواة في مراحل حرجة أناس في الميدان في مواقف صعبة من العملية |
| Hey, merhaba. Baban yoğun bakım altında, ve önümüzdeki 24 saat çok önemli. | Open Subtitles | مرحباً, والدك في حالة حرجة الاربع وعشرون ساعة القادمة هي الحاسمة |
| Kızının durumu iyi fakat babasının hayati tehlikesi devam ediyor. | Open Subtitles | البنت حالتها مستقرة لكن لايزال الأب في حالة حرجة -أنت! |
| Dinle, acil bir kıyafet sorunumuz var ve yardımına muhtacız leydim. | Open Subtitles | اسمعي لدينا مشكلة موضة حرجة ونود أن نحصل على مساعدتك سيدتي |
| Bak, ya senin 17 yaşındaki çocuğunun başı dertte olsa ve yardıma ihtiyacı duysaydı? | Open Subtitles | أين ذهبت تعتبر حرجة اسمعي ، ماذا لو وقع طفلك بعد 17 عاماً في مشكلة واحتاج إلى مساعدة؟ |