Onu yaktım, böylece artık bizi rahatsız edemez. | Open Subtitles | وأنا حرقته لذا نحن يَجِبُ أَلا نَراه ثانيةً. |
Üzgünüm, yaktım gitti. | Open Subtitles | اسف ، لقد حرقته |
- Onu kovaladın adamı köşeye sıkıştırıp ölümüne yaktın! Onu avladın! | Open Subtitles | لقد حبسته و حرقته حتى الموت أنت سببت له ذلك |
Niye, pizzayla mı yaktın? Hayır. | Open Subtitles | ماذا , حرقته وأنت تأكل البيتزا ؟ |
Eğer yakmış olsaydım en azından sigorta parasını almış olurdun. | Open Subtitles | لو حرقته فلديك على الأقل أموال التأمين |
Ama sadece bir kötü olay yüzünden yakmaya karar verdim. | Open Subtitles | وإذا بي بعد مصيبة واحدة حرقته. |
Amanda Clarke Yaktı, ve olay yerinin her yanında DNA'sı vardı. | Open Subtitles | بل حرقته (أماندا كلارك) وحامضها النووي يملأ الموقع. |
Çavuş Moss bir rapor hazırladı. Raporu yaktım tabii ki. | Open Subtitles | قام الرقيب (موس) بكتابة تقرير و الذي حرقته بالطبع |
- Cesedi yaktım. | Open Subtitles | حرقته |
- Evet. yaktım onu. | Open Subtitles | -لقد حرقته |
ve sen onu yaktın. | Open Subtitles | و أنت حرقته حيّا |
Sen kim olduğunu sanıyorsun? Partnerin seni yakacaktı, önce sen onu yaktın. | Open Subtitles | -شريكُكَ كان سيحرقك، لذا حرقته أولاً |
Onu sen yaktın Stephen. | Open Subtitles | لقد حرقته يا "ستيفين" |
Karısı onu resmen yakmış! | Open Subtitles | الزوجة حرقته كلياً |
Onu hiç sigarayla yakmış mı? | Open Subtitles | هل حرقته بالسجائر ؟ |
Ama sadece bir kötü olay yüzünden yakmaya karar verdim. | Open Subtitles | وإذا بي بعد مصيبة واحدة حرقته. |
Yaktı demek. | Open Subtitles | حرقته! |