Biri binlerce demir parçadan öbürü ise tek bir ipek iplikten yapılmış. | TED | أحدهما يتكون من آلاف القطع الحديدية، والآخرمن خيط حريري واحد. |
İpek halatı bir kez kullandıktan sonra insan 'kendir otu'yla yetinemiyor.. | Open Subtitles | ... بعد اسستخدام حبل حريري لن اكون مُقتنعاً أبداً بالحبل التيلي |
Güzel giysiler, yüzükler ve üstümüzde ipek şeritlerle evleneceğimizi sandım. | Open Subtitles | بحضور كاهن ومع كل تلك العبائات الجميلة ..ثلاث خواتم وحبل حريري حول أكتافنا.. |
Sarışın ama saçı Çinli bir adamınki gibi ipeksi. | Open Subtitles | ماذا يجري بشعر هولك هوقن ؟ هو أشقر ومع ذلك هو حريري مثل رجل صيني 7 00: |
Her savaşçısına ipekten bir gömlek verileceği söylenmişti. | Open Subtitles | يُقال أن كل من محاربيه . مُنح قميص حريري |
Etrafınıza bir bakarsanız kimsenin ipek gömleklerle dolaşmadığını görürsünüz. | Open Subtitles | اذا نظرت حولك , لن تجد أحد يرتدي قميص حريري |
Nihayet sahneye çıktığında üstünde örttüğünden fazlasını gösteren ipek bir elbise vardı. | Open Subtitles | عندما ظهرت مارلين أخيرا كان ترتدي رداء مزخرف و حريري و الذي كان يُظهر أكثر مما كان يغطي |
köprüde Başkan'ın yanında gördüğüm, ipek kimonolu o kadın gibi seçkin bir kadına dönüştürmek için istekliydi. | Open Subtitles | في الفرصة لأكون إحدى أولئك النساء الفاتنات اللاتي كنت أراهن عند الجسر مرتديةً ثوب كيمونو حريري بصحبة الرئيس |
Ben de diyordum Dean neden bana çikolata, çiçek ve minik ipek bir elbise gönderdi. | Open Subtitles | لقد تساءلت لماذا بعث لي دين الشوكولاتة والازهار . وثوب حريري ناعم |
Lisa'nın boğazında yanık ipek telleri bulduğunu söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | أنت قلت أنك وجدت نسيج حريري محروق صحيح ؟ |
İpek gibi saçlar, süt beyazı cilt. Vanilyalı dondurma gibi. | Open Subtitles | شعر حريري وجنتين صافيتيين كآيسكريم الفانيليا |
En kaliteli hizmetlerini seçtim. Çok güzel ipek ciltli bir kapta gelecek. | Open Subtitles | نعم ، لقد طلبت الباقة البلاتينية وكل شيء تأتيك داخل كتاب حريري الغلاف |
- Siyah ipek krep ve boğaza kadar düğmeli. | Open Subtitles | كريب أسود حريري أزرار تصل الى العنق أسود ؟ |
Ve çişi kırmızı ipek kurdeleler şeklinde çıkıyormuş. | Open Subtitles | و كان ذلك يخرج كشريط حريري أحمر, الواحد تلو الآخر |
Böylece 15 yaşımdayken her sabah uyanıp aynanın karşısına geçer, ipek örtümü, tıpkı annem ve anneannemin yaptığı gibi başıma örterdim. | TED | في كل صباح عند الساعة الثالثة، كنت أستيقظ وأقف أمام المرآة، وألفُّ رأسي بغطاء حريري زاهٍ بالطريقة التي تفعلها أمي وفعلتها جدّتي. |
Bu ipeksi gecenin sona ermesine hiçbir zaman izin verme. | Open Subtitles | "لا تدع هذه الليلة حريري تنتهي من أي وقت مضى." |
Bu ipeksi gecenin sona ermesine hiçbir zaman müsade etme. | Open Subtitles | "لا تدع هذه الليلة حريري تنتهي من أي وقت مضى." |
Son olarak, tüm paketi su geçirmez ipekten bir ambalajla kaplıyor. | Open Subtitles | أخيراً تغطي الكيس بأكمله بغلاف حريري ضدّ الماء. |
Ona mor ipekten kıyafetler giydirir ve pelerinimi taşıması için peşimden yürütürdüm. | Open Subtitles | سألبسه رداء حريري أرجواني اللون وأجعله يسير خلفي حاملاً عبائتي |
At kılından ve kristal kayışlı beyaz, saten ince topuklu sandaletler. | Open Subtitles | صندل أبيض حريري مع شعر الحصان واشرطة كريستالية. |
Buraya daha çok tül lazım. Balerin eteği havası gerekiyor tamam mı? | Open Subtitles | حسنا, أحتاج إلى نسيج حريري أكثر هنا أحتاج إلى ذلك الشعور , حسنا؟ |
İpeksi bir kumaş. | Open Subtitles | خيط حريري. |