Bavullarımı hazırladım, uçak biletimi aldım erkek kardeşine üstsüz fotolarımı yolladım. | Open Subtitles | حزمت الحقائب، وابتعت تذكرة السفر، وأرسلت لشقيقك صورة عارية الصدر. تماماً. |
O ise iki gün önce pılısını pırtısını topladı... ve başka bir erkek için terketti seni. | Open Subtitles | وقبل يومان هي حزمت كل شيء وهجرتك لرجل آخر |
- Her şeyini topladın mı Kelly? - Biz de şeyden bahsediyorduk... Toplamak mı? | Open Subtitles | هل حزمت حقائبك يا كيلى نحن مشغولون جدا |
Bir kaç şey aldım, yani, neler isteyeceğini tam olarak bilmiyorum ama, o kadar heyecanlıydım ki her şeyden yedişer tane aldım. | Open Subtitles | لقد حزمت لك بعض الأغراض أقصد أنا لم أعرف ما الذي تريديه بالضبط و لكنني كنت متحمساً و حزمت كل شيء تقريباً |
Brooklyn'deki apartmanımdan eşyalarımı toplayıp çocuklarla birlikte, eşimin ailesinin yanına, Alabama'ya taşındık. | TED | لذلك حزمت أغراض الأطفال والشقة في بروكلين وانتقلت إلى أقربائي في ألباما |
Bay Quentin'e gidip orada kalmak için bir bavul hazırladı. | Open Subtitles | حزمت حقائبها لتذهب و تعيش مع السيد كوينتين |
Tamsin dinleniyor, iyileşiyor. Ben de bir haftasonu çantası hazırladım. | Open Subtitles | تامزين ترتاح لتستعيد قواها لذلك حزمت حقيبة تكفي لنهاية الأسبوع |
Kan şekerin düşebilir diye sana sandviç hazırladım yanında sevdiğin buzlu çay var ve yağsız, kolesterolsüz kurabiye ve bir şeftali. | Open Subtitles | وقد حزمت لك السندويش في حالة إنخفض سكّر دمّك والبعض من ذلك الشاي المجمّد الذي تحبه كعك مخفض للكولوستيرول وخوخ |
19 yaşımdayken, bohçamı hazırladım ve dünyayı dolaşmaya çıktım. | Open Subtitles | عندما كنت في الـ 19 حزمت أشيائي وسافرت حول العالم |
Daha önce de olduğu gibi ortak bir kararla Maria Elena eşyalarını topladı ve Juan Antonio'nun evini terk etti. | Open Subtitles | كما حدث من قبل، بتوافق متبادل حزمت ماري إيلينا أغراضها و خرجت من منزل خوان |
Bu yüzden eşyalarını topladı, anahtarları bıraktı ve o çeki almaya gitti. | Open Subtitles | لذا حزمت أشيائها تركت المفاتيح وذهبت لتستلم الشيك |
- Valizini topladın mı? | Open Subtitles | هلا حزمت أمّتِعتُك ؟ |
Rachel, eşyalarını topladın değil mi? | Open Subtitles | حزمت أغراضك, صحيح؟ |
Sonunda tası tarağı toplayıp, Seul'e taşındım. | Open Subtitles | في النهاية . . حزمت امتعتي و تحركت إلى سول |
Jasmeet çantalarını hazırladı ama ben hayır dedim. | Open Subtitles | جاسميت حزمت حقائبها بالفعل ,لكنني قلت لا |
Tüm hayatım boyunca kamp yaptım. Ve... bir yıl boyunca karavanımda yaşayarak Bu uzun karavan yolculuğunu yapmaya karar verdim. | TED | حزمت كل حياتي. وقررت أن أعيش في سيارة فان لمدة عام من أجل هذا ستكون مثل رحلة مخيّم طويلة. |
Orada bir de zarf var. İçine biraz da para koydum. | Open Subtitles | حزمت بعض أشيائك , كما أن هناك ظرف فيه بعض النقود |
Benim bir çantam var. Sen zaten dört bavul hazırladın. | Open Subtitles | لدي حقيبة واحدة، أنت بالفعل حزمت 4 حقائب. |
Kutuları paketledim. Taşımacılara para ödedim. | Open Subtitles | لقد حزمت الأمتعة ودفعت أكثر مما ينبغي لهذا السكن |
Hemen çantamı toparladım ve buraya iki üç hafta kalmaya geldim. | Open Subtitles | حزمت أمتعتي بلا تفكير وجئت إلى هنا لأسبوعين أو ثلاثة |
Evlilik teklifi kutlaması için bir gece yarısı yemeği hazırlamıştım... | Open Subtitles | حزمت وجبة منتصف الليل من أجل إحتفال عرض الزواج |
Bacak ısıtıcılarımı aldın mı? | Open Subtitles | هل حزمت الحذاء الذي كان يلبس في الثمانيات؟ |
Diğer taraftaki odasına baktığımda annesinin Göl Evi'mize gitmek için çantaları toplamış olduğunu gördüm. | Open Subtitles | حين نظرت إلى غرفته بالعالم الآخر، وجدت أنّ والدته قد حزمت حقيبته للذهاب لمنزل البحيرة، |
Herşeyini toparladın mı, Olaf? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك حزمت كل شيء يا " أولــف " ؟ |