En azından Spooner sokağında botu olan en şişman kişi ben olacağım | Open Subtitles | حسناً, على الأقل سأكون اسمن واحد في شارع سبونر سيحصل على قارب |
En azından benim maymunum alaycı değildi ve sürekli saçma şakalar yapmıyordu. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل لم يكن قردي ساخراً و يلقي بالنكات طوال الوقت |
En azından bana ne çeşit bir iş yaptığını söyle bari. | Open Subtitles | حسناً , على الأقل أخبرنى بأي نوع من العمل تقوم به |
Tamam, iyi gidiyorsun. En azından yaranı kendin dikmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا بأس، أنتَ تبلي حسناً على الأقل لستَ مضطرّاً لتخيطه بنفسك |
En azından göreceli test sonuçları için ona tutup da araba almadım. | Open Subtitles | حسناً على الأقل لم أشتري لها سيارة لـ أختبار نتائج دون المستوى |
En azından, bu yol bize onu kurtarmayı denemek için zaman kazandırır. | Open Subtitles | حسناً , على الأقل بهذه الطريقة أعطانا الوقت لنحاول وننقذه , حسناً |
Evet, şey, En azından Felsefe Taşı'nın son parçasına sahip değil. | Open Subtitles | نعم, حسناً, على الأقل هو لا يملك القطعة الأخيرة لحجر الفيلسوف |
İyi, En azından spor yazarları arasında biraz ün yapmış oldun. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل كتبت اسمك فى قاعة عظماء الكتّاب الرياضيين |
En azından başımızdan gitti efendim. | Open Subtitles | حسناً.على الأقل هو بعيد عن أعناقنا يا سيدي |
En azından bu resmi değil, kişisel bir mektup. | Open Subtitles | حسناً , على الأقل أنه توبيخ شخصى ليس رسمياً |
En azından bu resmi değil, kişisel bir mektup. | Open Subtitles | حسناً , على الأقل أنه توبيخ شخصى ليس رسمياً |
En azından kaplumbağalarıma yiyecek birşey çıktı. Açlıktan ölüyorlar. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل أنا يمْكن أنْ أغذّيه إلى سلاحفي هم يموتون من الجوع |
En azından arabada uyumak zorunda kalmayız. | Open Subtitles | . حسناً , على الأقل لا يجب علينا النوم فى السيارة |
En azından bizde çift hızlı çalı kesici var. | Open Subtitles | حسناً .. على الأقل نحن لدينا قاطع حائطي ذو إتجاهين |
Evet, En azından sen anlıyorsun, ama diğerleri bana bir çeşit Dünya Salağı olarak davranıyor. | Open Subtitles | نعم حسناً على الأقل أنتِ فهمتى هذا الأخرين يعاملونى على أنى أحمق أرضى |
Şey, En azından inatçılığımı nereden aldığımı görebiliyorum. | Open Subtitles | حسناً على الأقل أنا أرى من أين حصلتُ على عنادي |
- En azından yarına kadar değil sabah ki baskıya kadar. | Open Subtitles | حسناً على الأقل ، ليس قبل يوم غد عندما تخرج نسخة الصباح غداً |
En azından onu, bu insanların elinden kurtardık. | Open Subtitles | حسناً .. على الأقل لقد أخذناه بعيداً عن هؤلاء الناس .. |
En azından harika bir giyim tarzın var. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل لديك إحساس عظيم مِنْ الأسلوبِ |
Tamam. En azından kocam bana yalan söylüyor. | Open Subtitles | أجل , حسناً , على الأقل لا أحد من رجالي يكذب علي |
Neyse, En azından onları paralarıyla eğlendirdim. | Open Subtitles | حسناً على الأقل أعطيتهم سباقاً جيداً لنقودهم |