Ama Şansına, biz onun için neyin iyi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ولكن من حسن حظه اننا نعلم ماهو المناسب له |
Bir süre hayır. Şansına sadece incinmiş. | Open Subtitles | .ليس لبرهة .من حسن حظه أنه إلتواء فقط |
Şansına sen onun yanındasın. | Open Subtitles | من حسن حظه أنك معه. |
Ve sen bunu yapınca o senin gibi bir kızı olduğu için Şanslı olacak. | Open Subtitles | و عندما يحدث ذلك سيكون من حسن حظه أن تكونين إبنته |
Bay Mathieu, yeni mümessiliniz. Şanslı ki sizi henüz tanımıyor. | Open Subtitles | السيد ماتيو، مدرسّكم الجديد من حسن حظه انه لا يعرفكم بعد |
Şanslıymış ki mahkemesi yapıldı.Anlıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | من حسن حظه أنه حصل عليها. تعرف ماذا أعني؟ |
Şansına, bir karısı var. | Open Subtitles | من حسن حظه, لديه زوجة |
- Eminim Şansına inanamamıştır. | Open Subtitles | -أراهن أنه لم يصدق حسن حظه |
Hayır. Şansına. | Open Subtitles | كلا من حسن حظه |
Şansına... | Open Subtitles | من حسن حظه |
Bu olay yaşandığında, yanında olmadığı için çok Şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظه أنه لم يكن معها عندما حدث هذا |
Ölmediği için Şanslı, çünkü onu ben öldüreceğim. | Open Subtitles | من حسن حظه لم يمت لأنني سأقتله فصل له بنطلوناَ |
Bizim gibi arkadaşları olduğu için çok Şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظه أنه لديه أصدقاء مثلنا. |
Tek parça hâlinde gitmesine izin verdiğim için Şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظه أني تركته يغادر بكامل جسده |
Clark orada olduğu için Şanslı. | Open Subtitles | -قدمت لتوي من زيارته من حسن حظه وجود (كلارك) هناك |
Ah, iplerin kimin elinde olduğunu gösterecek biriyle olduğu için, Şanslıymış. | Open Subtitles | من حسن حظه انه وجد شخص مثلك يدربه |
Şanslıymış. | Open Subtitles | ذلك من حسن حظه |
- Şanslıymış. | Open Subtitles | من حسن حظه |