ويكيبيديا

    "حضوره" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • varlığı
        
    • Gelmesini
        
    • varlığını
        
    • katılmak
        
    • katılmam
        
    • huzurunda
        
    Oanfarkettimki, oncahengameyerağmen varlığı dinginlik veriyordu. Open Subtitles لاحظت فجأه أن كل الواقفين فى حضوره و القريبين منه قد أصابهم صمت كامل
    Mutluluk şansımın sonsuza kadar yittiğini biliyorum, fakat onun buradaki varlığı mutluluğu hatırlatacak, eminim, yüreğimin dayanacağından daha fazlasıyla hem de. Open Subtitles أعلم أن فرصتي للسعادة قد تلاشت لكن حضوره سيذكرني بهذا سيكون هذا فوق طاقتي
    Gelmesini istediğimi söyle. Open Subtitles ابحث عن زوجي و قل له أنني أطلب حضوره
    O, her an Gelmesini bekliyor. Open Subtitles أنها تتوقع حضوره الى البيت فى أى دقيقة
    Eminim ki Memo bugün varlığını hissettirmeye çalışacak. Open Subtitles أنا متأكد من أن ميمــو يريد أن يُثبت حضوره اليوم
    Yani bu dadanmaların onun varlığını hissetmeniz yakın zamanda mı başladı? Open Subtitles أتقصدين أن مطاردته لك وشعور حضوره لم يبدأ إلا موخراً؟
    Oh, bizim daha böyle kaç şeye katılmak zorunda olduğumuzu hayal bile edemezsin. Open Subtitles لا تتصور كم من هذه المناسبات علينا حضوره
    Şimdi, eğer izin verirseniz katılmam gereken bir toplantı var. Open Subtitles والآن, إذا سمحتم لي لدي إجتماع علي حضوره
    Umarım... zaman zaman, asil varlığının huzurunda olma şerefine erişirim. Open Subtitles بأنني أتمنى في ..وقت ما بالحصول على شرف حضوره النبيل
    Pikanın varlığı platonun en fırsatçı yırtıcılarından ikisinin alışılmadık bir işbirliği gerçekleştirmesine neden olmuş. Open Subtitles حضوره اوجد علاقة قرابة مضطربه بين إثنان من اكثر المفترسين الإنتهازيين،
    varlığı Gon ve yoldaşlarının üstüne karanlık bir gölge misali çöküyordu. Open Subtitles حضوره يجثو بظلّ الظلمة" "على مصير (جون) وصديقيه
    varlığı tam anlamıyla ortadan kayboldu. Daha fazla Kimera Karınca ortaya çıkana kadar beni izleyecek olabilir. Open Subtitles حضوره مختفي تمامًا، لعلّي متّبع قبلما يهاجمني نمل (الكيميرا).
    Bir adam her gün okyanus dalgasını varlığı ile cezbetmeli. Open Subtitles كل يوم يجب على الرجل أن يجرب الـ(ين) والـ(يانغ) في حضوره
    Onun yemeğe Gelmesini pek içime sindiremedim ama June'u üzmek istemedim. Open Subtitles ربما عند حضوره للغداء "لكني لاأريد مضايقت"جونس
    Onun geceliğiyle Gelmesini bekliyorum. Open Subtitles كنت أنتظر حضوره إلي بثياب نومه
    Onun bu akşam Gelmesini istiyorsun. Open Subtitles أنتِ تودِّينَ حضوره
    Her nerdeyse şunu bilmesini istiyorum Hepimiz onun varlığını hissediyoruz Open Subtitles أينمـا كان، أنا أريده أنْ يعلم ،بأننا نستشعر حضوره
    Şimdi sen ve ben bu adamlara birlikte liderlik edeceksek onun varlığını hissetmeyi iyi öğrenmelisin böylece onu kullanabilirsin. Open Subtitles إذا كنت أنا وأنت سنقود الرجال عليك أن تدرك حضوره جيداً لذا ربما تستفيد منه بدلاً من أن يستفيد هو منك
    - Seni öldürmek isteseydi varlığını ilan etmezdi. Open Subtitles إذا كان يريد قتلك لم يكن ليعلن عن حضوره
    Arkadaşlar bir parti veriyor ve yemekten sonra ben de katılmak istiyorum. Open Subtitles أصدقائي يقيمون حفلًا، وأودّ حضوره بعد الظهيرة تلو الغداء.
    Üniversitede katılmak istediğim bir ders var. Open Subtitles هناك صف أريد حضوره في الكُلّية
    Sana söyledim, katılmam gereken önemli bir işim var. Open Subtitles لقد أخبرتك ، لدىّ عملاً مُهماً علىّ حضوره
    Onun huzurunda ölmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أموت في حضوره.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد